Galatasaray Tv - Sessiz Sinema

Fragmanı dönmeye başladığı günden beri "salı gelse de izlesek" diye düşünüyordum program için. Beklediğimden çok daha keyifli oldu Sessiz Sinema. İki takıma ayrılan futbolcularımız 90 saniye içinde kendi takımlarına filmi anlattılar. Ama ne anlatma! Kırmızı takımda Selçuk, Burak ve Semih'i; sarı takımda Sercan, Emre ve Umut'u izledik. Yıllardır aynı takımlarda oynayan, arkadaş olan Selçuk ve Burak programın en iyi ikilisi olsa da, Sercan'ın biliş ve Umut'un anlatış performanslarıyla sarı takım oyunu galip bitirdi. Yedek oyuncu olarak Engin'i, jüri olarak da Hasan Şaş ile Ümit Davala'yı getirmişler ekiptekiler. Yazının devamına hem programın tamamının videosunu hem de programda en çok güldüğüm anları ekleyeceğim. Başlıyorum.

Haftalık dizi yorumları | 26 Ekim

Bu hafta How I Met Your Mother pas geçti. Bu yüzden elimizdeki tek dizi olan The Big Bang Theory ile idare ediyoruz. Dizinin 6. sezonunun 5. bölümünü yazacağım içeriye ve izlemeyenlerin okumamasını öneriyorum. İzlemeden bölümü okumak zor olacaktır. Gerçi yukarıdaki fotoğraf da yeni bölümden olduğu için ayıp ettim ama ne olduğunu izlemeyenler bilmiyor ki o.O Tamam başlıyorum.

Günlerden Galatasaray vol.9

Haftalar sonra zayıf da olsa rakibe karşı iyi bir oyun ortaya koydu Galatasaray. Uzun süredir oynamayan Yekta, Melo'nun sakatlığı sebebiyle de olsa nihayet sahadaydı ve Selçuk'un açık kalan savunma tarafını kapatarak hem kendini hem de Selçuk'u ön plana çıkardı. Elmander'in yokluğunda da Umut&Burak ikilisini izledik. 4-4-2'ci olsam da Selçuk-Burak-Elmander üçlüsünden oluşan forvet hattını merak etmeden duramıyorum. Neyse maça döneyim, Kayserispor'u Burak, Umut ve Cris'in birer golüyle 3-0 kazanarak geçtik. Birkaç haftadır erken gol atarsak paniklemeyiz diyordum yazılarda öyle de oldu çok şükür. Maça neredeyse golle başlamak devamını da getirmek güzeldi. Puan kaybı olan haftalarda kaybedilmeyen liderlik alınan 3 puanla pekişmiş oldu. Lig kafayı karıştırmamalı ve Şampiyonlar Ligi'ne odaklanmalıyız. Tabii siz benim gibi Kayseri'yi yendik diye şımarmayın bence. Yürüyedur Galatasaray!

Aylık yazılar #ekim

Benim kadar unutkan insan az bulunur. Balık da yiyorum ama demek ki vitaminsizin de önde gideniyim. Neden mi? E neden olacak ablası bugün ayın 27'si ben ekim ayının yazısını yeni yazıyorum. ÖEH! Az daha dursaydım da kasımla birleştirseydim keşke o.O Kendime yeterince atarlandığıma göre, sıra geldi ekim ayının atarlanmalarına. Başlayalım bakalım neler çıkacak...

Şampiyonlar Ligi vol.3

yemişim şampiyonlar ligini sana bişey olmasın.
Bir takım ne kadar şanssız olur sorusunun cevabının vücut bulmuş hali gibiyiz. Komple, hepimiz. Stadından tut, teknik direktörüne, futbolcusundan tut taraftarına kadar. Futbol oynanmadı ki futbola dair yazacak bir şey olsun. Allah bize sabır aslanlara da şans versin. Abdesti olmayan da maçı izlemesin ulan! Burak'ın rakip kaleye, Dany'nin de bizim kaleye attığı birer golle Cluj maçı 1-1 bitti. Yürüyedur Galatasaray!

The Newsroom

Bir süredir Friends'i izleyip bitirmeye çalışıyordum. Şahane bir şekilde noktayı koydum diziye ve The Big Bang Theory ile How I Met Your Mother'ın yanına güncel bir dizi araştırmaya başladım. İki dizi çarptı gözüme. Biri Suits diğeri de The Newsroom. Newsroom'u izlemeye karar verdim ve izlemeye başladım. Gel gelelim ilk sezonu bitmiş bir diziymiş ve ilk sezonda yalnızca 10 bölüm varmış. Bittiğine mi üzülsem, yoksa milletin hafta geçsin de yeni bölümünü izleyeyim diye beklediği diziyi 3-4 gün içinde bitirdiğime mi sevinsem bilemedim. Şimdi bekle 2013'ün ortasını ki yeni bölümü gelsin.. Neyse dizinin konusunu ve büyük ihtimalle de bol bol spoiler vereceğim şeyleri yazının devamına saklıyor ve başlıyorum.

3 Idiots ~ 3 Aptal | 2009

Bazı filmler vardır ya geç izlediğiniz zaman hayıflanırsınız, işte 3 Aptal bu filmlerden bir tanesi. Hint sinemasına bakış değiştirecek türden bir film. Eğlenceli, çok eğlenceli hem de.  Filmin adı 3 Aptal olunca, 3 tane şaşkın herifin skeçler şeklinde çevirdiği bir komedi filmi bekliyordum ki yanıldığımı anladım. Komedisi, dramı, sosyal mesajları ve tabii ki danslarıyla tam bir Bollywood filmi olmuş. Şimdi filmi ayrıntısıyla konuşmanın vakti der ve başlarım.

Haftalık dizi yorumları | 15-19 Ekim

Newsroom'un ilk sezonunu izledim. Newsroom'a bir "ilk sezonunuz hayırlı olsun, nolur devam edin" yazısı gelecek. Ben bugün How I Met Your Mother'ın 8x4'ünü ve The Big Bang Theory'nin 6x4'ünü şöyle bir anlatacağım. Bu yüzden, dizilerin söylediğim bölümlerini izlememiş olanlar uyarayım, 15-19 Ekim haftasında yayınlanan dizilere ait ağır spoilerlar var. Öyleyse başlıyorum.

Günlerden Galatasaray vol.8

Haftalardır süren pespaye halden kurtuldu takım. Tamam yine puan kaybı oldu, geri düştü hem de iki kez. Fakat o boş vermişlik yoktu. Puan istediklerini gösterdiler en azından. Bir parça daha hırslıydı takım. Ha eleştirilecek nokta elbette çok. Mesela savunmadaki dağınıklık devam ediyor. Hala rakip atağa kalktığı zaman, Muslera'nın önünde kendi takımından daha fazla oyuncu oluyor. Bunun durması şart. Bir tek Ujfa'nın eksikliği buna sebep olmamalı. Panik hali de mevcut tabii. Son maçta yazdığım olay devam ediyor. Golü bulamadıkça sıkıntıya giriyor takım. Bunun için de Umut'un as takımda olması şart. Oynanan son maçlarda alınamayan galibiyetler baskıyı, baskı da otomatikman o paniği getiriyor. Salı günü Cluj maçı var. O maça odaklanmalıyız. Tüm konsantrasyonumuzu oraya vermeliyiz. Ligde daha 26 hafta var. Ama Cluj maçındaki ters bir sonuç bizi hiç istemediğimiz bir yere sürükler. Allah utandırmasın. Tabii ki yürüyedur Galatasaray'ım.

Haftalık dizi yorumları 8-13 Ekim

Friends'i bitirir bitirmez Newsroom'a başlıyorum. Newsroom'a başladıktan sonra buralar biraz daha şenlenecek. Şimdilik How I Met Your Mother ve The Big Bang Theory ile idare edelim. Himym'ın 8x3'ünü ve Tbbt'nin 6x3'ünü yazıyorum bugün. Haliyle izlemeyenler için içerisi pek hoş olmayacaktır. Zira bu yazılarda spoiler'ın dibine vururum. Başlıyorum.

Son çıkan albümler #7

Sıla benim en çok sevdiğim kadın vokallerin başında geliyor. Yeni albümü Vaveyla'nın çıktığını görünce de hemen bloga misafir etmek istedim. Vaveyla; Dan Sonra, İmza, Konuşmadığımız Şeyler Var ve Joker'in ardından gelen 5. Sıla albümü. Vaveyla'nın sözlük anlamı çığlık demek. Sıla'nın çığlığı olan albüm 9 Ekim'de piyasaya çıktı ve 13 şarkıyı barındırıyor. Albüm akustik olarak kaydedilmiş. Bratislava Senfoni Orkestrası'nın da Sıla'ya eşlik ettiği bilgisi verilmiş. Gelelim albümden ayrıntılara;

Haftalık dizi yorumları 1-5 Ekim

Geçtiğimiz cuma yazılması gerekiyordu bu yazının ama gördüğünüz üzere pazartesiye kadar kaldı. Hafta sonu patırtısı anca dağıldı malum. Dizilerden bize kalan How I Met Your Mother ile The Big Bang Theory oldu. İkisinin de yeni sezonlarının ikinci bölümlerini yazıyorum dolayısıyla izlememiş olanlar, arkamdan laf etmemeniz için uyarıyorum spoiler var içeride. Ağır spoiler hem de. Öyleyse ben başlıyorum izleyenler takip etsin, izlemeyenler izleyip gelsin rica ediyorum.

Günlerden Galatasaray vol.7

kedi canını yediğim
Akşamdan beri her yerde zaten defans hatasını gördük okuduk. Aynı şeyleri yazmak istemiyorum. Şu blogda en nefret ettiğim şey, bloga kara kara, kötü kötü, sıkıcı, beni üzen şeyleri yazmak. Gerçi niye bu kadar karardığımı da bilmiyorum ama bu takımda işler ne zaman kötüye gitse, ben suratsız, çekilmez bir hatuna dönüşüyorum. Galatasaray dün akşam Eskişehirspor ile maç yaptı Arena'da. Burak'ın 60. dakikada attığı gole karşılık Erkan'ın 89. dakikada attığı kepaze golle geldi. Kepazelik de bizim defansın kepazeliği, gole bir diyeceğim yok. Öyle fırsatı bulursan atmazsan ayıp olur. Nihayetinde maç 1-1 bitti. Bizimkiler golü bulana kadar tutuk oynuyorlar bu bir gerçek. Takımın üzerindeki şu paniğin dağılması için milli takım arası ilaç olacaktır. Aradan sonra dilerim toparlanır ve Galatasaray gibi oynayama başlarız. Yürüyedur Galatasaray, ama arada bi de şut atın be gülüm.

Katre-i Matem - İskender Pala

Sultan 3. Ahmet döneminde geçen cinayetler serisini, Patrona Halil İsyanını ve Sadrazam İbrahim Paşa'nın öldürülmesiyle süregelen olayları birbirine bağlayarak İstanbul'da Lale Devrini anlatmış İskender Pala. Bir sahafta bulduğu eski, el yazması bir kitapta "yek cinayet şast u şeş sual (66 soruda tek cinayet)" diye anlatılmış hikayeyi kendi üslubuyla kaleme alıp Katre-i Matem adını vererek kitaplaştırmış. Açıkçası çok heyecanlanarak okuduğumu söyleyemeyeceğim. Yer yer bitsin diye dua ettiğim doğrudur. Olayların birbiriyle bağlantısını fark edene kadar bu psikolojiden kurtulamadım. Kitap 66 bölümden oluşuyor, demin 66 soru dedim ya işte her soru bir bölüm. Dönemin İstanbul'unu, lalelerini ve dönemde geçen siyasi olayları yansıtıyor. Yer yer divan edebiyatından da beyitler geliyor. Bir şekilde kendisini okutuyor. Kitap 480 sayfa ve 15 TL.

Son çıkan albümler #6

Orhan Gencebay'ın 60. sanat yılını kutlamak için hazırlanmış derleme albümün adı Bir Ömür. 32 solo 1 de koro olmak üzere 33 parçayı Orhan Gencebay için kendi tarzlarına göre yorumlamış sanatçılar. Ben albümü henüz dinledim ve albüme dair edebileceğim en net yorum albümün arşivlik olduğu. Böyle albümleri sık sık dinlemiyoruz. Hele ki sanatçı yaşarken yapılmış bu iş Orhan Baba'yı onore etmek için müthiş bir yol. Albümün satış rakamları 250 bini geçmiş ve son zamanlardaki en yüksek satış rakamına ulaşması bekleniyor. Albümle ilgili ayrıntıları içeride veriyorum.

Şampiyonlar Ligi vol.2

Ne denir, nasıl yazılır, çaresizlik var, şanssızlık var, mutsuzluk var, hayal kırıklığı var.. Akla gelen olumsuz bütün duygular üstümüze üşüşmüş sanki. Avrupa hep böyle değil mi? Yani sen istediğin kadar topla oyna, istediğin kadar pozisyona gir, oyunu rakibin sahasına yık, o top çizgiyi geçmedi mi iş kötü. Adamlar 3 kere gelip 2 golü koyar, geçer kenara samba yapmaya başlar. Son vuruşları beceremedikçe daha çok ağlarız. Dün hırsımdan, sinirimden ne yapacağımı şaşırdım resmen. Bi hakemlere ettiğim küfürlere bi de Riera'nın sol bek performansına inanamadım dün. 2 maçta 0 puan, 0 gol. Böyle devam etmez, etmemeli. Bir yerden sonra bu takımın ayılıp kendine gelmesi lazım. Yeni bir araya gelmiş takımdan Şampiyonlar Ligini beklemek haksızlık belki fakat ben taraftarsam, bu takım için en iyisini istemek de hakkım. Neyse, futbolu konuşmayı bırakalım da gelin ben dün gecenin güzel yanını, koreografiyi anlatayım size içeride.

Kewell from veda

Normalde ve birçok kez o başlık Kewell from Galatasaray şeklinde kullanılır ve yüzde tatlı bir tebessüme sebep olurdu. Bugünse vedalardan Kewell şeklinde düşündürüyor. Bazı insanlar yaşlanmasa keşke demiştim de biri niye ki diye sormuştu. Yaşlanınca vedalaşmak gerekiyor da ondan. Böyle çekik gözlü, güzel gülen, içimizden biri olan insanlara veda etmek de zor oluyor. Vedasını buradan etmek isteyen etsin, ben içeriye Kewell ile ilgili özet geçeceğim. Tadı damağımızda kaldı Kewell :( başlıyorum;