The Truth About The Harry Quebert Affair

Patrick Dempsey, Grey's Anatomy'den ayrıldıktan sonra yeni bir dizide oynayınca izlemek istedim. Başlığın tamamı dizinin adı, evet. Dizi çok satan bir kitaptan uyarlama. Aşağı yukarı 40-50 dakika arası 10 bölümden ibaret. Son birkaç senenin en kıyıda köşede kalmış işlerinden biri olduğunu düşünüyorum şahsen. Çünkü son bölüme kadar sürekli ters köşeye düşüren, sürükleyiciliğin bir an bile eksik kalmadığı, heyecanla bir çırpıda biten bir iş olmuş. Öyleyse biraz detaya gireceğim bu noktadan itibaren. Yazının devamında spoiler olmayacak, buyursunlar.

Kumpanya | Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik'in elimdeki kitapları yavaş yavaş erirken onu okurken hissettiğim deniz koklama hissiyatı ilk kez bu kitapta yakalamadı beni. Tuhaftır, bu kitap bir Fransız Edebiyatı dokümanı gibi geldi bana. İçinde üç farklı hikaye var: kitaba adını veren Kumpanya, Kriz ve Gauthar Cambazhanesi. Son kısımda ise Sabri Esat Siyavuşgil tarafından Sait Faik ile ilgili yazılmış bir pasaj var. Varlık Dergisi'ne yazılan pasaj kitapta bir son söz olarak yer alıyor. Üç hikayenin içinde Gauthar Cambazhanesini daha çok sevdim. Bu kitabın beni öncekiler kadar sarsmaması sanıyorum hikayelerin normalden uzun olmasından kaynaklanıyor. Benim okuduğum Sait Faik kitaplarındaki hikayeleri en fazla birkaç sayfa sürer ve yüzümde tatlı bir gülümseme bırakarak geçer giderdi. Bu kitapta Kumpanya ile başlarken herhalde kısa bir roman gibi yazmış diye düşündüm, bitmedi de bitmedi! Neticede üç hikaye ve bir de son sözün ardından kitap benle bir hafta şehir şehir gezdikten sonra sona ermeyi başardı :) Sait Faik'in Şimdi Sevişme Vakti şiir kitabıydı, normalinden farklıydı. Kumpanya uzun öyküler vardı, normalinden farklıydı. Sanırım bir miktar mola verip kendisini özlemeye çalışacağım. Kitabın bendeki baskısı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından, 148 sayfa ve 12 TL.

The Playbook ~ Oyunun El Kitabı | Barney Stinson

How I Met Your Mother'dan Barney Stinson efsanesini bilmeyen yoktur herhalde. Bilmeyen varsa hemen bu sayfayı kapatıp internetten diziyi izlemeye başlasın. Bu kıyağımı da unutmayın. Biz Barney'ciğimi bilenlerle devam edelim. Barney'nin "kanka kurallarını" yazdığı kitabını daha önce okumuş ve
şurada paylaşmıştım. Şimdi izinden önce iki gün boşluğum vardı ve en okunacak kitap Playbook gibi geldi, yanılmamışım. İki günümü keyifle doldurdu. Kitapta çeşitli çapkınlık seviyelerine göre erkeklere özel taktikler var. Bir tane de cinsiyet ayrımcılığına dur demek için kadınlara taktik vermiş. Zaten taktiklerin bazılarını diziden biliyoruz. Bilmediklerimizi de bu şekilde öğrenmiş olacağız. Barney'nin bu taktiklerin tamamını denediğine dair bir iddiası var ki eminim denemiştir, öte yandan onun tabiriyle bu taktiği yiyen kızlara onun ses tonuyla seslenmek istiyorum: "bro, really?" Dizi karakteri için cenaze törenleri düzenleyen ülkenin bir bireyi olarak Barney Stinson'ın anlattığı taktikleri gerçekmiş gibi okuyup yorumlamam çok abes olmasa gerek. İzlemeyi bu kadar sevdiğim bir karakterin bir şekilde hayatta kalıp beni güldürmeye devam etmesi açıkçası epey keyifli. Son olarak bir kitap daha kaldı Barney'nin adından okuyacağım, sonra muhtemelen veda edeceğim. Hayatınızın 10+ senesinde izlediğiniz, okuduğunuz, güldüğünüz kaç kişi var ki?! Kitapla ilgili tek ofsayt çeviri. Çoğul başlayıp tekil biten cümleler ve cümle düşüklükleri yer yer benim gibi bir dil bilgisi sapığını rahatsız edecek düzeydeydi açıkçası. Kitabın bendeki baskısı Kurukafa Yayınlarından, 176 sayfa ve 18 TL. Diziyi seviyorsanız, hatırası için bile ıskalamayın.

Gençlik | Lev Nikolay Tolstoy

Tolstoy'un hayatının ilk evrelerini anlattığı üçlemesi olan Çocukluk - İlk Gençlik - Gençlik serisinin Çocukluk kitabını okumuştum. Şaşkınlığım yüzünden İlk Gençliği pas geçip Gençlik kitabını okudum şimdi de yanlışlıkla. İlk Gençliğine daha sonra döneceğim artık yapacak bir şey yok. Kitapta Tolstoy'un üniversiteye başladığı dönem anlatılıyor. Annesinin kaybından sonra babasının yeniden evlenmesini, hayatının mentoru ve idolü olan abisinin etkisinde kalışını, aşık olduğunu zannettiği kadınları ve okulda edindiği arkadaşlarını okuyoruz Gençlik'te. Kitabı okurken anlıyoruz ki, aslında üzerinden onlarca yıl geçmiş olsa da, Nikolay Rusya'da biz Türkiye'de de olsak, o büyük savaşlar yaşayan bir toplumun bireyi durumundayken bizde en azından "fiziksel" bir savaş yaşanmıyor da olsa, gençlik zaman/coğrafya fark etmeksizin aynı hisleri yaşıyor. Aynı sorunlar, aynı heyecanlar, aynı mutluluklar, aynı dertler, aynı hayal kırıklıkları ve benzer hikayeler... Nikolay Tolstoy veya Serap Bahar olmak arasında pek bir fark olmuyor. Kendi zamanının değil tüm zamanların sanatçısı olmak da sanırım bu anlatım becerisi ve sağlam üsluba bağlı oluyor. Saygı duymamak imkansız açıkçası. Kitabın bendeki baskısı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından, 234 sayfa ve 16 TL.

Nazım | Can Dündar

Bundan 7 sene evvel 2013'te almışım bu kitabı. Okunacaklar listesine eklemişim, sonra iş güçtü, tayindi, taşınmaydı, Konya'ya yerleşmeydi derken nasıl olduysa okunanlara karışmış. Kitaplığı düzenlerken fark ettim okumadığımı ve ilk fırsatta da aldım elime. Nazım'ın Rusya'ya gidişinden ölümüne kadar geçen süreye ailesi, sevdiği kadınlar, arkadaşları, çevresindeki profesyonellerin anıları ile ışık tutuyor Can Dündar. Fotoğraflar, şiirler, birinci ağızdan anlatılanlar da cabası. Bu kadar güzel seven bir adamın kalbine yenilmesi de sanıyorum hayatın aslında kocaman bir şaka olduğunun göstergesi gibiydi. Hani şakaysa komik dediğimiz türden... Sevgiden kastım yalnızca karşı cinse olan sevgi de değil. Hasret kaldığı memleketine, savunduğu davasına, hapishanedeyken düşlediği o ütopik dünyaya... Hep çok sevmiş, her şeyi çok sevmiş, çok da hasret çekmiş ama işte kalbi bu kadar yorgunluğu kaldıramamış. Kitap bir çırpıda bitti. İçinden 2 tane de DVD çıkıyor ve orada da Nazım Hikmet'in fotoğrafları ve kısa videolar da mevcut. Kitabın bendeki baskısı Can Yayınlarından, 152 sayfa ve 15 TL.