Bazı adamlar vardır. Gelir gönlüne taht kurar. Bir şey yapmasa da yapamasa da tuhaf bir şekilde taraftarın sevgilisi olur. Şeytan tüyü mü denir, samimiyetten mi gelir bilemiyorum. Olur işte.. Ne kötüleyebilirsin, ne vazgeçebilirsin. Değer verirsin. Lorik Cana'dan önce 19 numarayı giyen Kewell için de bu durum olmuştu. Şimdi de Lorik için hissediyor yürekler aynı şeyleri.
Kendisi gelmeden önce bir röportajı gelmişti Cana'nın. Röportajda daha önce Beşiktaş'tan teklif aldığını fakat reddettiğini, çünkü Türkiye'de bir takıma gidecek olursa bu takımın Galatasaray olacağını söylediği yazıyordu. O röportaj gerçek dendi mi, yalanlandı mı bilmiyorum ama ben ilk o röportajla tanımıştım Cana'yı. Sonra parçalı formayla görüp birden içim ısınmıştı. Zaman geçtikçe eleştiriler geldikçe savunmaya falan da çalıştım ama insanların fikri değişmedi. Malum, belli bir fikri sabite tutulup kalınınca kopuş zor oluyor. Öz eleştiri yapmak gerekirse, belki benim Lorik Cana'yı beğenmem ve takımda kalmasını istemem de aynı fikri sabitin tam zıttını düşünmemden ileri geliyordur. Ama şunu da kabul etmek gerekiyor ki, Lorik'in bir arada oynadığı adamlar kreatif adamlar değildi. Çok düz futbolcularla oynamaktan ileri gelen şanssızlığı Galatasaray'dan ayrılmasına sebep oldu.
Bir de kaleci mevzusu var tabii.. Muslera Galatasaray'da. Resmi açıklama gelmese de, Lorik'in gidişinin Muslera'nın gelişi anlamına geldiğini anlamamak için kör olmak gerekiyor. Benim bildiğim milli takımıyla işi biter bitmez kampa katılacak ve anlaşmayı da yapacak. İnşallah Uruguay elenir demekten başka bir şey elimizden gelmiyor şu an anladığım kadarıyla da. Peki değer miydi? Yani takımın orta sahası bu kadar dağınıkken gidip Muslera'ya Cana'yı feda etmek bana biraz işin kolayına kaçmak ve beleşe yerleşmek politikası gibi geliyor. Ve gelmeden ben başta olmak üzere Lorik Cana'cı tayfanın gözünde 1-0 yenik başlıyor. Ön yargı da oluştuğuna göre, geçmiş olsun şimdiden.
Şaka bir yana, Lorik Cana'yı nasıl sahiplendikse, Muslera'yı da öyle sahipleniriz. Armanın altında bir kez görmemiz yetecektir. Ama 19 numarayı giyen gidiyor, giyen gidiyor. Müzelik olmalı bu forma. Ya da en temizi Mustafa Sarp'a verseler ya 19'u.. Cana'nın bahtı açık olsun. Gözümüzde, gönlümüzde yeri başkadır. Bunun adı ne yabancı hayranlığı ne de başka yaftalar. Galatasaray taraftarı, kendisi gibi olanları sever. Cana'nın bir samimi tarafını görmesek, Galatasaray taraftarı olduğunu hissetmesek, bu kadar kıymet vermezdik. Bu da böyle biline! Lazio forması da yakışır kaptana. Şimdi bu futbol dilencileri Totti vs Cana izleyecek ya, bu da bir tesellidir.
Yolun açık olsun Lorik, unutulmazsın.
Serap Bahar - GsTvnet.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎