Zamanında Ferguson için "özgüven iyi midir yoksa başımızın belası mıdır?" çatılı bi yazı yazmıştım. Bugün bi ara 4 kişilik ofisimizde yalnız kalıp günlük işlerimi yaparken, odadakilerin işlerini de yapıp odayı çekip çevirmeye başladığımı fark ettim. Yaklaşık 10 gün içinde belki de bu odayla vedalaşmak zorunda kalacağım gerçeğini bi yana bırakırsak, 11 ay içinde hemen hemen her işe aşina olup yalnız kaldığım takdirde toparlayabilecek kıvamda olmam, daha doğrusu bu cümleyi kurabilmem, müthiş bir özgüvene sebep olsa da bu işin handikaplı iki kısmı var. (Kaç kelimelik cümle kurdum la)
İlki özgüven sahibi insan hataya en yakın insan oluyor ki; unutkanlığım, sakarlığım ve tüm yanlış yapma potansiyelimle ben, hata yapmak için biçilmiş kaftanım. İkincisi ve daha vahim olanı bi işi biliyorsanız, zamanla o iş itelene itelene sizin işiniz oluyor. Nerede olursanız olun, ne yapıyor olursanız olun, zamanla insanlar sizin meşguliyetinizi görmemeye başlıyor. Salağa yatamazsanız yada gerçekten salak değilseniz, o ortamın en çok iş yapanı oluyorsunuz. 2,5 seneye yakın çalışma tecrübem bana bunu öğretti.
Buradan çıkaracağımız meal şudur ki; özgüven, sadece ve sadece karşı cinsi tavlamakta işe yarar. Bunun dışında kullanmayın. Saf olmanın ekmeğini yemeye devam edin derim.
İlki özgüven sahibi insan hataya en yakın insan oluyor ki; unutkanlığım, sakarlığım ve tüm yanlış yapma potansiyelimle ben, hata yapmak için biçilmiş kaftanım. İkincisi ve daha vahim olanı bi işi biliyorsanız, zamanla o iş itelene itelene sizin işiniz oluyor. Nerede olursanız olun, ne yapıyor olursanız olun, zamanla insanlar sizin meşguliyetinizi görmemeye başlıyor. Salağa yatamazsanız yada gerçekten salak değilseniz, o ortamın en çok iş yapanı oluyorsunuz. 2,5 seneye yakın çalışma tecrübem bana bunu öğretti.
Buradan çıkaracağımız meal şudur ki; özgüven, sadece ve sadece karşı cinsi tavlamakta işe yarar. Bunun dışında kullanmayın. Saf olmanın ekmeğini yemeye devam edin derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎