Kafa karışıklıkları bazen ele geçiriyor seni ister istemez. Durup düşünmek istemiyorsun, dünyanın en basit şeyiymiş gibi geliyor, ama değil aslında. Seni ele geçirmesi için birkaç saniye düşünmen ve aklını alması yetiyor. Bugünkü açmazımızın konusu; çok sevdiğiniz insanlarla beğenilerinizin ortak olup olmaması.
Sen çok keyif alıyorsun ve ona dönüp bakıyorsun, istediğin tek şey gözlerin pırıl pırılken aynı kıvılcımın onun gözlerinde de olması. Ama olmuyor. Bazen her şeyi paylaşabildiğin, paylaşabileceğin kişiyle beğenilerini paylaşamıyorsun. Sen çok seviyorsun, o beğenmiyor yada tam tersi. Böyle anlarda yapabildiğim tek şeyse sinirlenmek oluyor. Bencilce "sen benim beğendiğim şeyi nasıl beğenmezsin" kafasına ulaşmam 12 saniyemi alıyor. Aslında bunun altında da, "sen de benim kadar beğenmeliydin, birlikte keyif almalıydık, sonra günlerce saatlerce bundan konuşup birbirimize bakınca aklımıza gelmeli ve kimse anlamadığı halde/için gülmeye başlamalıydık" yatıyor muhtemelen.
Oysa "zevkler ve renkler tartışılmaz" diye tatlı su dobralarının uydurdukları element olan şahane bir atasözü bile var. Sen istediğin kadar "nasıl tartışılmaz lan? ben o yemeği öyle beğendiysem o da beğenir!" diye at tut içinden. Beğenmemesi belki şakadır bekleyelim de duble eğlenelim diye beklemeye devam et aklınca. Yok öyle bi dünya. Her zaman her şeyi aynı şekilde yapıyor olmak sizi birbirinize bağlamaktan ziyade monotonluğa ve sıkılmaya sürükler.
Bugünkü açmazımı da kendi içimde böylece çözmüş oldum. Sabırlı ve sakin düşündüğümde çözemeyeceğim bişey yok muhtemelen ama sakin olamama gibi bi lanetim var, üzgünüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎