2015'te ne haltlar karıştırdım?

Sırf takvim yılı değişecek diye hayatta bir şeylerin değişeceğini/düzeleceğini düşünenlerdenseniz muhtemelen 15/25 yaş aralığındasınızdır, büyüyün geçer.
Yine de adettendir, takvim yılı içinde neler yapıldığının şeceresini dökmek, geriye dönüp bakmak bir pozitivist olarak beni mutlu ediyor. Üzüldüğüm şeylere bakıp "la ne kadar şapşikmişim de buna üzülmüşüm" demek, sevindiğim şeylere bakıp "aaaiiiyyy keşke bi daha yapsaymışım" demek çünkü. Öyleyse ne duruyoruz? Hadi başlayalım...
  • 2015 çok uzatmalı bir şeylerin sona erdiği yıldı. Evet üzüldüm, kalbimin kırıldığını hissetmek bir yana inandığım birçok şeyden de vazgeçirilmek zorunda kaldım. Umut ediyorum, bu konuda yazdığım son cümleler bunlar olur.

  • Galatasaray'ımız için yılı 2'ye bölmek lazım. 4. yıldızdan önce - sonra şeklinde. Yıl boyunca yazdım durdum ama özetlemek gerekirse bok gibi iki yönetim, eldeki kadrodan maksimum verim alan hocanın kovulması, futbolcuların salıvermişliği ve bize kalan yine Fatih Terim hasreti oldu. Şampiyonlar Ligi gitti, çok über bi atak göstermezsek şampiyonluk gitti, elimizde UEFA ve Türkiye Kupası var.

  • 2015 yılında kendim için yeni bir karar aldım. Kendine yapılan yatırım en iyi yatırım mottosuyla ikinci üniversite için pikaçuyu seçerek sosyoloji okumaya karar verdim. İlk intibam çok sıcak olmasa da sosyoloji ve ben zamanla birbirimize alışacağız inşallah.

  • 2015'te onlarca film izledim, kitap okudum, ama en çok yine Selçuk-Murat-Ahmet triosuna güldüm. Kardeş Payı, Düğün Dernek - 2 ve Selçuk'un kitabı Mahalleden Arkadaşlar ile 2015'in farklı zaman dilimlerinde hunharca güldüğümü itiraf etmek zorundayım. İyiki varlar yarabbim.

  • 2015'te en sevdiğim insanlar yine yanımdaydı yada ben yanlarına gittim. Zor olduğu kadar sevgi dolu da bir seneydi. Bir bakışla, tek kelime etmeden, anladığım, anlaşabildiğim kişiler var. Bunun değeri paha biçilemez.

  • 2015'te en çok keyif aldığım şey yine tatile gitmek oldu. Normalden farklı olarak bu sene Silifke yerine Alanya'yı tercih ettik ve Silifke'yi özledik. Denizi gördüğümde, denizin içinde/etrafında olduğumda, 5 yaşındaki çocuktan farkım kalmıyor. Sadece dudaklarımın değil tüm vücudumun gülümsediğini hissediyorum. Önceki hayat varsa ben orada çok net bi balıktım. 

  • Yine bir İstanbul turum oldu bu sene de geçen sene gibi. Artık bir ritüel haline geldi sanırım. Senede 3-4 gün İstanbul'a gidiyorum, hayran kalıp geri dönüyorum. Bu seneki hayranlığımın sebebi boğazda geçirdiğim 2 saatti. İstanbul'u denizin üzerinde gezmek nefis bir histi. Galatasaray bu gezinin yine sebebi oldu ve doğrudan olduğu kadar dolaylı şekilde de beni çok mutlu etti.

  • Güzel olayların yanı sıra hem ülkemizde hem dünyada yüzlerce insanın yaşadığı felaketler dikkat çekiciydi. Başkası için, hiç tanımadıklarımız için üzülmek, elden bir şeyin gelmemesi, bir şeyleri olumlu manada değiştirememek çok kötü bir his ve insana hayatı ciddiye almamak gerektiğini hatırlatıyor adeta. Zira dünya çok büyük, çok kalabalık ve sen, ben, hepimiz çok küçük birer noktayız. Birlikte bir şeyler yapmadıkça tek başımıza hiçbir manamız yok maalesef. 
Hadi dilek de tutalım... 
2015 için en büyük dileğim ailem başta olmak üzere tüm sevdiğim insanların sağlıklı, huzurlu ve mutlu yaşamasıydı. 2016 için de aynı dilekten başkası gelmiyor elimden. Kimsenin üzülmediği bir yıl temenni etmek ilk paragraftaki düşüncelerim ile çelişecektir, bu yüzden daha az üzüldüğümüz, 2015'ten daha mutlu olacağımız bir yıl olsun. 2016 yılı -bunu bir dilek olarak söylemediğime emin olabilirsiniz- benim hayatımda birçok şeyin değişeceği yıl olacak. İnşallah olumlu değişiklikler olur bunlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎