Kitapta Beethoven'ın "Es muss sein" söz öbeğini sıkça okudum. Bu cümle dilimize olmazsa olmaz şeklinde dönüştürülmüş Can Yayınları tarafından. Dolayısıyla diyor ki eğer kendinizle ilgili "es muss sein" diyebileceğiniz şeylerden kurtulabiliyorsanız, varolmanın dayanılmaz hafifliğine kavuşabilirsiniz. Kitapta iki ana, birkaç tane de yan karakter var. Onların hayatlarının içindeki muss seinleri takip ediyoruz ve onlardan birer birer kurtuluşlarını... İki ana karakterden Tomas, kendi tabiriyle, ırmağa bırakılmış bir saz sepette gelen kadın Tereza'yı çok seviyor fakat tek eşlilikten uzak bir arkadaşımız. Tereza da bunun farkında, kabullenmiyor ama yapmasını da engelleyemiyor. Kitabın müstehcen olarak tabir edebileceğimiz kısımları da genelde Tomas'ın aldattığı sahnelerden oluşmakta. Filtresiz bir kitap olmuş. Kitapta yer yer politik sistemler eleştiriliyor. Dönemsel olarak yaşanan kıyımların karşısında bir tavır sergiliyor. Filmi de varmış, izlemedim. Bazı kitaplar ah filmi de çekilse de izlesek dedirtir, bu kitap bence onlardan değil. Kitabın bendeki baskısı Can Yayınlarından, 336 sayfa ve 25 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎