Milli Mücadele ruhu olmadan, Cumhuriyetin ilk yılları olmadan, Halide Edib okumak değişik bir deneyimdi. Bu kez bambaşka bir zamanın Türkiye'sini, İstanbul'unu anlatıyordu çünkü. 1950'ler, yeni yönetimler, yöneticiler, gençlerin batılılaşma arzusu, yurt dışında yaşanan hayatlar... Kadın kimliğinin ve birçok kimliğin ortaya çıkmaya başladığı dönemlerde birkaç sosyal sınıftan kadının birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkisini konu alıyor dönemin İstanbul zemin oluşturularak. Halide Edib'in yazımını beğeniyor olmakla birlikte başka bir dönemde sanki başka bir yazar okuyormuş gibi hissettim kitabın genelinde. Bildik, tanıdık Halide Edib havası yoktu. Bir de kitabın kapak tasarımına çok sevmedikçe değinmem ama bu kitabın kapağını tam aksine sevemedim bir türlü. Kitabın içeriğiyle birbirini görmüyordu sanki. Bu iki detay dışında ben kadın hikayelerini seven bir okur olarak severek okudum. Siz de okuyun mutlaka. Kitabın bendeki baskısı Can Yayınlarından, 256 sayfa ve 23 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎