Öykücülüğünden razı olduğum Zweig'in biyografik eserlerinden ikincisi ile karşınızdayım. İlkinde Kendileriyle Savaşanları okumuştum. Bu kitapta ise Casanova, Stendhal ve Tolstoy'u anlatmış Zweig. Kitapta yine öyle tasvirler ve öyle entelektüel bir bakış açısıyla yazılmış öyle nefis anekdotlar var ki, okurken çarpılıyorsunuz. Biyografi okumaktan hoşlanıyorsanız elbette... Keşke ömrü vefa etseymiş de kendi biyografisini de yazabilseymiş canından vazgeçmeden. Yazarların içinde en çok Casanova'nın hayatı etkiledi beni. Aslında çapkınım hovardayım kafasında bir adam gibi görünmesine rağmen hayattan zevk almayı bilen, değişik insanlarda değişik tatlar arayan, yaşadıklarını da sanata yansıtan bir adammış. Evet, serde serserilik var kabul, fakat kaç serserinin hayatını Zweig gibi bir yazarın elinden okumak kısmet olur ki? Stendhal üçlünün içinde en sevemediğim yazar oldu. Kendini sürekli küçük görüp hayatta hiçbir şeyden tatmin olmayan tipler vardır ya, öyle biriymiş rahmetli. Tolstoy ise doyurucu bir hayat sürüp bu hayatı sorgulamaya başlıyor ve huzursuz bir adam olup çıkıyor. Zaten huzurlu adamın sanatla ne işi olur yazıyordu okuduğum bir kitapta. Ben Zweig'i sevdiğimden onun tüm külliyatını okuma hevesim sürüyor, başta da dediğim gibi biyografi sevmeyen bu kitabı sevmez muhtemelen o yüzden tavsiye işini askıya alıyorum. Kitabın bendeki baskısı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından, 407 sayfa ve 24 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎