Önce tersleneyim biraz. Birincisi; takım maçın çoğunda Mauro ile sonra da Bafe ile sahadaydı. Forvetleri topla buluşturamama becerisini bir türlü geri kazanamadı bu takım dünya kupası arasından sonra. Talihle, kişisel beceriyle atılan goller ve kazanılan puanlar var kabul. Ama bu şekilde kaç maç kazanırsın, soru işareti? İkincisi; Konya maçında da bahsetmiştim, mağlubiyeti Kerem'e bağlamak ne kadar doğru demişti bir arkadaşım. Galip gelmişken daha rahat söyleyeyim Kerem'in de biraz savruk olduğunu düşünüyorum. Uslanmaz bir Yunusçu olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki evlatcanım oyuna girdikten sonra Kerem'in yapamadığı her şeyi yaptı. Kerem'i seviyorum, yalnız bu özellikle sosyal medya üzerindeki "iftarını açtı x takımı da üzerine tatlı olarak yiyecek" goygoyunun mevzuyu jinxlediğini düşünüyorum şahsen. Gelelim şımarıklığa... Takımda forvetler gol atamadığında ortaya çıkan orta saha oyuncularından çok memnunum. Nicolo görece gole daha yakın ve zaten penaltıyı gole çevirdi. Fakat Fred'in golü... Tam bir sürpriz oldu hepimiz için. Ve bilirsiniz ki bazı şampiyonluk alameti maçlardaki sürpriz goller de hep hatırlanır. Son olarak Dries; bıraktığı yerden hiç ayrılmamış gibi devam ediyor. O bu takımın yalnızca 10 numarası değil, hem beyni hem de kalbi. Eh benim için de öyle, yalan yok. Neticede Adana'yı 2-0 ile geçtik ve arkadan gelen iki takımın birbirleriyle oynayacağı haftayı kayıpsız kapattık. Şen ola Cimbom, şen ola!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎