Bütün hafta yaygara yaptınız, kaç zamandır şöyle geliyoruz böyle gideceğiz dediniz, yabancı hakem diye kafa açtınız, şöyle uçuyoruz böyle kaçıyoruz dediniz... Allah'ın aşkına boş yapmayı bırakın, top oynayın. Kimse yanlış anlamasın, bunu kendi takımım için de söylüyorum. İyi oynamadık, oynamadılar. Baştan sona hayal kırıklığı oldu maç benim açımdan. Ama suyun karşı tarafı için daha büyük hayal kırıklığı olmalı. Zira şampiyon olmak için bizim yenileceğimiz 3 maça ihtiyaçları var. Etrafımdaki Fenerbahçelilerden görece kör olanlar 3 değil 13 maç da kaybedersiniz diyor. Eski Serap car car konuşurdu. 38 yaşındaki alim Serap, tebessüm edip arkasına yaslanıyor. Velev ki gerçekten Galatasaray kaybetti. Canı sağ olsun der geçerim, kendimi biliyorum. Futbola dair duyduğum heyecan pipetle içimden çekildi zira son zamanlarda. Hepimizden çekilmiş olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü artık iş spordan, oyundan, keyif alınan aktiviteden, haftada bir gün kafamızı boşalttığımız 90 dakikadan biraz ötelendi sanki. Yok yapıydı, yok yabancı hakemdi, yok adaletti diye diye seviyeyi anaokulu veletlerinin seviyesine çektiler, inanamıyorum. Son olarak adettendir maçın adamı Galatasaray adına Mario'ydu. Sahanın içinde basılmadık yer bırakmadı denir ya, öyle bir akşam geçirdi. Nazar değmesin, temposu düşmesin dilerim. Bizim planlarda değişiklik yok, it ürüyecek kervan yürüyecek. Bizim kervan şampiyonluğa doğru düzülüyor malum. Hedef 25, yürüyedurun!
#GünlerdenGalatasaray - Fenerbahçe
Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
2/25/2025 11:00:00 ÖÖ

Osmanlı İmparatorluğu 2 | Halil İnalcık
Kitabı ikili kutu olarak almış, ilkini okuduktan sonra şunları yazmış ve sizle de paylaşmıştım. İşte o kitabın ikincisi bitti. Aslında ilk kitaptan sonra ikincisinden epey gözüm korktuğunu itiraf etmeliyim. Çünkü çok akademikti, dili epey ağırdı ve amatör bir tarih okuyucusu olan beni bir hayli yormuştu. İkinci kitap yani Sultan ve Siyaset ilkine göre çok daha keyifli geçti benim için. Vergi sisteminden, Fatih devrinden ve bazı savaşlardan, bazı sadrazamlardan bahsediyor kitabın geneli. Dil gayet akıcı ve okuması keyifliydi. Bir de öyle kallavi, akılda kalmayacak, bence akademik bilgiler olmayınca aktı gitti. Bazı pusulaları, dipnotları sardırarak geçtiğimi yine de itiraf etmeliyim ama. Belki ileride bu konuda bir araştırmam olursa yeniden okur, faydalanırım, kim bilir?.. Seri olarak derlenmiş bu sıralamada yanlış bilmiyorsam 2 kitap daha mevcut. Diğer iki kitap için umutlandığımı itiraf etmeliyim bu noktada. Belki de diline alışınca kanıksıyorsunuz, sonra da okuması daha akıcı hale geliyor, bilemedim şimdi. Fatih döneminde kısıtlı kalmamış olsaydı, atıyorum yükselme devrini anlatmış olsaydı, okumayı isterdim. Belki yine vardır, ilk kitap alışverişimde bakmam lazım. Kitabın bendeki baskısı Kronik Kitap'tan, 460 sayfa ve ikili set halinde indirimsiz fiyatı an itibariyle 645 TL.
Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
2/24/2025 11:00:00 ÖÖ

#GünlerdenGalatasaray - Rizespor
İtiraf edin, hepimiz puan kaybının geleceğinden neredeyse emindik. Ben bile Alkmaar maçından sonra kötü konuştuysam, gerisini varın siz düşünün. Oynanan oyun da haksız çıkarmayacak gibiydi ama işte bir şekilde şans yanımızda oldu, oynamadan kazandık yine. Neyse, her maçı da oynayarak kazanacak değiliz ya, bu da böyle olsun bakalım. Güzel tarafı, iki yeni transferimizin Frank ve Mario'nun birer asistle hoşbulmalarıydı. Mario tamam, yeni gelmedi geri geldi ama Frank'ın ilk maçı olmasına rağmen takımın en iyilerinden olması, muhtemelen de en iyisiydi, beni çok mutlu etti. Lig uzun, önümüzde Avrupa ve Türkiye kupaları var. Tamam Avrupa biraz sakat ama yapacak bir şey yok. Çıkmadık candan kesilmeyen bazı umutlarımız var. Olamaz mı? Olabilir. Maçta en çok sallanan isimler bence Ahmed ve Barış'tı. İkisinin de sıkıntısı taktik dizilişle alakalı bence. Hoca takımla çok oynuyor, neden kararlı şekilde bir dizilişte ısrarcı olmuyor anlamıyorum. Zamanla düzelir dedik ama 23 maç oldu. Artık bir düzene girse şu takım hayırlısıyla... Her sene sonradan form tutuyorduk, bu sene tam yaldır yaldır gelirken düştük mü ne oldu anlamıyorum. Şımarıklık etmek istemiyorum gerçi 63 puan toplamış takım, Allah'tan kork, kuldan utan be kadın. Önce Alkmaar maçı sonra da Fener maçını üçer farkla geçmek gibi pembe hayallerim var, nasip et Allah'ım! Hedef 25, yürüyedurun!
Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
2/18/2025 11:00:00 ÖÖ

#GünlerdenGalatasaray - Adanademirspor
Selamlar, saygılar, sevgiler. Nasıl geçti hafta sonunuz? Benimki Galatasaray'ın dün akşamki galibiyeti kadar hızlıydı, adeta yarım saat sürdü. Evet, yanlış görmediniz bu bir maç yazısı ama maç oynanamıyor ki maçı konuşalım. Neymiş, penaltı haksız yere verilmiş de emekleri çalınıyormuş. E penaltı çalındı, gol oldu, 20 dakika sonra Adana çekildi sahadan. Yirmi dakikadır aklınız neredeydi? Anca mı dank etti? Sahada kalsaydınız, mücadele etseydiniz, belki maçı çevirseydiniz, belki puan kazansaydınız, belki de yenip Galatasaray'ı bu sezon bir tek biz yendik diye ortalıkta gezseydiniz. Olamaz mıydı? Olabilirdi. Hatay'dan ne eksiği var Adana'nın? O değil de Alvaro'nun penaltısı boşa gitti, bi ona yanıyorum. Yoksa kendi emeğinin peşine düşmeyen adamlar sahadan çekilmiş ne beis benim için! Yarım saatte takım bi sporunu yaptı, terini attı, üç puanı üç golle aldı diye bakar geçerim. Bana ne?! Galatasaray'ımız puanını 60'a yükseltti, ligin zirvesinde, goller atıyor, goller yiyor, kazanıyor, berabere kalıyor ve adım adım 25. şampiyonluğa yürüyor. İstediği gibi, çalıştığı gibi, hak ettiği gibi. İt ürümeye devam etsin, biz şampiyonluk kervanını düzüyoruz. Hedef 25, yürüyedurun!
Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
2/10/2025 11:00:00 ÖÖ

Adsız Aşklar | 2025
Diziler birer birer biterken ben, maç aralarına, kitap aralarına, fırsat bulabildikçe izlediğim nadir dizileri serpiştirmeye çalışıyorum. Hayat gailesi denen şeyin tam göbeğine düşmüşken bazen hiçbir şey izlemeden geçen günler oluyor ya insan gerçekten hayret ediyor! Hazır tatlı bir dizi yakalamışken dilerim ki biraz Adsız Aşklar dedikodusu yapalım. Haydi!
Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
2/05/2025 11:00:00 ÖÖ

#GünlerdenGalatasaray - Gaziantepspor
Vallahi şöyle yaldır yaldır gol olup yağan Galatasaray'a hasret kaldım. Tek farkla kazandığımız üst üste kaçıncı maç bu inanın saymayı unutturdu. Takım pozisyona da giriyor işin tuhafı. Ama bir tek o son vuruş gelmiyor, gelemiyor. E haliyle gol olmayınca da hep diken üzerinde izliyoruz maçları. Yaygara kopuyor falan haklı olarak. Bir forvetimiz daha var artık. Alvaro... 77 numaralı formasıyla arzı endam etmeye başladı dün akşamdan itibaren. Dilerim ki çok faydalı olur takıma adapte oldukça. İlk maçtan biraz yerini yadırgadı sanki, olsun, alışırız, alıştırırız. Önümüzdeki hafta oynanacak Adana Demir maçından önce sarı kart sınırında olanlar kartları şöyle bi sıfırladı. Haftaya oynanacak maçta sahaya kim çıkacak şahsen merak içindeyim. Onu da haftaya düşünürüz diyor içimdeki erteleme cadısı. Bu maç özelinde Victor'un çabasını, Sara'nın illa ki paslarını, Kaan'ın yeri geldikçe içinden çıkan stoperi sevdim. Selçuk'un takımı, depremin yıl dönümüne iki gün kalan Antep'i çok üzmeden bu maçtan da üç puanla sıyrılmanın tedirgin huzuru var içimde. Tedirginlik de başta söylediğim gibi şöyle gol olup yağamamakla alakalı. Takım üzerinden o "gol atamıyoruz" toprağını bir atarsa, devamı gelecektir. Yola devam! Hedef 25, yürüyedurun!
Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
2/04/2025 11:00:00 ÖÖ

Yırtıcı Kuşlar Zamanı | Ahmet Ümit
Ahmet Ümit geçtiğimiz yılın ortalarında müjdeyi vermişti: Yeni bir Başkomiser Nevzat kitabı geliyordu! Bir polisiye bağımlısı olarak, üstüne üstlük Nevzat Amirim de kurgusal olarak en sevdiğim karakterlerden birisi olması sebebiyle sazan gibi atladım ben bu kitaba. Birkaç günde de hakkından geldim zaten. Polisiye türü biraz da bu yüzden güzel. Tüketimi çabuk, keyifli, aşina olduğunuz bir yazarsa kolay da açıkçası. Kitabın alt başlığı da Nevzat'ın eşi Güzide ve kızı Aysun'un katillerini bulması üzerineydi. Ve evet okuduğumuz bütün Nevzat baş karakterli kitaplarda bu konu kafasının bir köşesindeydi. Sonuçta bulundu. Kendi adıma kitabın bir yerlerinde "evet, katil buymuş demek vay anam vay" diye düşündüm. Öyle de çıktı. Ahmet Ümit okurlarına "dostunu yakın tut, düşmanını daha yakın" sözünün doğruluğunu bir kez daha kanıtlamak istemiş sanıyorum diye mini minnacık bir de spoiler vereyim haydi. Bir Kavim değil, ki bence en iyi Nevzat kitabı açık ara hem de Kavim'di. Fakat bir doz Nevzat'ı saldı damardan ve iyi de geldi, ne yalan söyleyeyim. Su gibi aktı, okuduk geçti. Ahmet Ümit'in çatır çatır, korkusuzca her gördüğü çatlaktan, iş bilmezlikten, usulsüzlükten sızması ve bunları anlatması çok hoşuma gidiyor. Katilleri para için savunan etikten yoksun avukatlar, yozlaşan polisler, yabancılara verilen vatandaşlıklar, yine parayla çözülmeyecek, içinden çıkılmayacak hiçbir suçun olmaması, adaletsizlik, eğitimsizlik, nepotizm... Gerçekten ruhumu sıkıştırıyor bu ülkenin durumu. Kitapta sıkça bahsedildiği gibi "unutmak iyileştirir" mi bilemiyorum ama yazmak serinletir, bundan eminim. Teşekkürler Ahmet Ümit, her zaman bir zevkti. Kitabın bendeki baskısı Yapı Kredi Yayınlarından, 448 sayfa ve indirimsiz fiyatı an itibariyle 360 TL.
Sevgili
Serapbenbuyrun
tam şu anda yazıvermiş
2/01/2025 11:00:00 ÖÖ

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)