Yeni bir bilimkurgu filmle daha karşınızdayım. Böyle filmlere niye meyillenmeye başladım bilmiyorum ama, son dönemde romantik&komedi tarzının biraz dışına çıktığımı görüyorum. Memnunum bu durumdan. Çeşitli şekillerde beslenmek lazım ki sağlıklı kalınsın dimi ama :) Evet filmi de kendime bağlayarak nasıl egoist bi manyak olduğumu ispat ettiğime göre, filme geçebilirim.
Yönetmen Duncan Jones'un 2009 yapımı Moon'dan sonraki ilk filmi. Moon'daki performansının ardından Jones'dan beklenti de büyüktü tabii.. Ayrıca, daha önce benzer konuların işlendiği dejavu veya simülasyon tarzı filmlerin bi parça gölgesinde ve onlarla ister istemez kıyaslanarak girdi gösterime Source Code. Klasiklerin önüne geçemese de, Jake Gyllenhaal'ın oyunculuğuyla kendini izletmeyi başardığını söyleyebiliriz. Tek oyuncu üzerine kurulu filmler zordur genelde. Hem izlemesi hem beğenilmesi hem de oyuncu açısından filmi taşıyıp taşıyamaması. Jake filmi kotarmış bence. İzletiyor, sıkmıyor, aksine merak edip bi sonraki sahneyi kovalatıyor. Jones'u da es geçmemek lazım. İşin teknik yanından sıyrılıp, kişi ve oyunculuğa odaklanan bir yönetmen kendisi. Nice işlerini bekliyoruz şimdiden merakla.
Film Yüzbaşı Colter Stevens'ın Source Code adlı bir makineyle, paralel evrenler sayesinde geçmişe gidip Chicago'daki bi patlamanın suçlusunu aramasını anlatıyor. 8'er dakikalık bu yolculuklar sayesinde Stevens, trendeki yolcular arasından bombacıyı bulmaya çalışıyor. Ayrıntıları spoiler'a atıyorum yine izleyemeyenlerin keyfini bozmamak adına.. Girişte romantik&komediden sıyrıldım falan diye bik bik ediyordum ama şöyle de bir durum var ki, bu film bilimkurgu olduğu kadar dram&romantik türüne de örnek gösterilebilir. Filmi izleyenler ne demek istediğimi anlayacaktır. Jake'e olan hayranlığımı şurada zaten belirtmiştim. Hep Jake'den bahsettim bu vesileyle ama Goodwin'i oynayan Vera Farmiga'yı da es geçemeyeceğim. Asker olsa da, emirlere boyun eğmek zorunda kalsa da yer yer duygularını da ön plana çıkararak Colter'a verdiği destek sayesinde en az Colter kadar payı var olanlarda. Spoiler kısmına geçmek için huzurlarınızdan ayrılıyorum. Bilgiler ve fragman da aşağıda. İyi seyirler şimdiden.
Filmin iki favori sahnesi vardı bence. İlki tabii ki Colter ile Christina'nın öpüştükleri anda zamanın durduğu sahneydi. İkincisi ise gözleri doldurdu. Colter, telefondan babasını arayıp Sean gibi konuştu ya, orada içim acıdı.
Filmin sonuyla ilgili birkaç spekülasyon olmuş. Kendimce onlara da değinmem gerekirse eğer, ikinci filmin duruma göre gelebileceğini söyleyebilirim. Zira Rutledge, Colter'ın ölmesi konusunda "yeni programlar için ondan daha iyi bir aday bulamayız" minvalinde bir laf etti. Filmin son sahnesinde Sean ve Christina birlikteler aslında. Colter'ın kendini orada görmesi de simülasyonun bi parçası. Vücudunun yarısından fazlasının olmaması da içimi parça parça etti onu da eklemeden geçemeyeceğim.
Bi de son olarak, Jake aşık olsun her filminde bi hatuna öyle saf saf baksın lan nolur :/
Imdb notu: 7.6/10
Yapım: 2011 ~ ABD , Fransa
Tür: Aksiyon, Bilim Kurgu, Dram, Gerilim, Gizem, Macera
Oyuncular: Jake Gyllenhaal, Michelle Monaghan, Vera Farmiga, Jeffrey Wright, Cas Anvar
Yönetmen: Duncan Jones
Senaryo: Ben Ripley
Yapımcı: Mark Gordon, Sarah Platt, Tracy Underwood, Philippe Rousselet, Hawk Koch
Görüntü Yönetmeni: Don Burgess
Görüntü Yönetmeni: Clint Mansell, Chris Bacon
Filmin Websitesi: www.enterthesourcecode.com
Süre: 1 saat 33 dk
Gösterim Tarihi: 08 Nisan 2011 (Türkiye)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎