- Geçen ay Ankaragücü maçı için yanıp tutuşmuştum ya, hangi kem gözlü adinin gözü kaldıysa, maça gitmek kısmet olmadı. O gün hayırlısı, sağlık olsun gibi tepkiler versem de, bugün maçın sonucunu ve önemini de düşününce gözü olanın gözü çıksın inşallah diye etmediğim beddua kalmadı. Sen, maça gitmeme engel olan gözün sahibi, bu yakınlarda başına bi iş gelirse gönül rahatlığıyla benden bilebilirsin. Ok, öptüm, bye!
- Ekim ayı yağmurdur dedik ya, bi haftadır yurdun çeşitli yerlerinde olduğu gibi buraya da yağmur yağıyor bol bol. Maşallah diyelim, yağmur berekettir. Aynen devam etsin böyle.
- En fitil olduğum insanlar arasında, ofisi bi şubenin telefon numarasını istemek için arayıp da hazırlıksız olanlar var. Ben; "rerörerö buyrun Serap ben", karşımdaki "Serap hanım iyi günler rerörerö şubenizin telefonunu alabilir miyim", ben "tabii ki not alın lütfen", karşımdaki "eeööö bir dakika hemen yazıyorum" e kanka hani telefon numarası için aradıydın? Nooldu?
- Milli maç aralarından nefret ettiğimi söylemiş miydim? Söylemediysem şimdi söylüyorum. Özellikle hafta sonları inanılmaz sıkıcı oluyor yahu. Anladık çifter çifter milli maçları dayadınız. La bari cuma akşamı olacağına pazar akşamı falan olsun şu maçlar da, biz de oturup izleyelim. Evet, pazarlardan da nefret ediyor ve kendime meşgale arıyorum. Sinirli şirin oldum birden farkındayım.
- Milli takım zor beğenilen bi olgu malum. Ben de uzuuun süredir beğenemiyorum milli takımı. Fatih Terim'in milli takımını severdim mesela. Fatih Terim'e duyduğum güven yüzünden olabilir. Hiddink'in (aslında Oğuz Çetin'in) milli takımını ise sevmedim, sevemiyorum. Şimdi en son yapılanında 3. olduğumuz Avrupa Şampiyonası'na gidememe gibi bi durum var. Bu akşamki maçtan sonra belli olacak gerçi ama, playoff'la belli olacak o da. Almanya yenecek de, biz yeneceğiz de.. İş içinde iş.. Yine de gönüller onlarla.
- Milli takım dedik, Galatasaray'ı unutmadık, unutmuş gibi yapıyoruz sadece. Neden? Çünkü tü tü tü maşallah nazara gelmesinden korkuyoruz. United bu ara vitesi biraz düşürdü, aralıkta yine yükseltir. Ahanda buraya yazdım.
- Yakında gelecekteki sevgilime notlar diye bi yazı yazmak istiyorum. Öyle geyik yapalım istiyorum. Kafasında fikir olan mailime yazabilir. Gelecekteki sevgilinizden neler bekliyosunuz? Nasıl bi adam, nasıl bi kadın olsun? Neler söylesin neler yapsın falan.. Bakalım nasıl bi yazı çıkacak :))
- Önümüz kurban bayramı, bayramlık alacak yaşı geçtik, kabul. Ama kafamda çok güzel bi elbise var. Ondan alacağım. Bi metre olan boyumu daha uzun gösterecek inşallah :p gerçi bi metre boyla neyime güvenip elbise giyeceğim bilmiyorum ama neyse. Benimki cahil cesareti işte.
- Çok yakın arkadaşlarımdan birinin hayatını 5 senedir cehenneme çeviren bi herifçioğlu var. Ne gelip ne giden dengesiz tipler olur ya. Ay nasıl sinir olurum.. Allaha şükür hayatıma daha o dengesizlikte bi insan, sevgili olarak, girmedi. Ama bu kızın haline üzüle üzüle bi hal oluyorum. Öküzün önde gideni seviyosan gel kızın elinden tut işte. Yok sevmiyosan defol git cehennemin dibine mi gidiyosun nereye defoluyosan. Beyler, hanımlar, bu yazıyı okuyorsanız lütfen, rica ediyorum etrafınızdakilere hayatı zindan etmeyin. Hele ki sizi sevenlere..
- Ekim şarkısı ne olsa diye düşündüm yazı boyunca. Ama aklıma özel bi şarkı gelmedi maalesef. O yüzden aklıma gelen ilk şarkıyı, Tarkan'ın Kış Güneşi'ni ekliyorum. Umarım birilerine iyi gelir..
Aylık yazılar #ekim
Ekim ayının güzel tarafları var. Gerçi geçen ay yazdığım şeylerin bi kısmını yaşayamadım ama olsun. Ekim iyidir. Ekim sonbahardır. Ekim yağmurdur. Yağmur huzurdur. Huzur ihtiyaçtır. Bu böyle sürer gider. En iyisi ben maddelemeye başlayayım. Ekim ayına hoşgeldiiiik :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎