Şampiyonluk kutlamaları: Üç gün üç gece

40 maçı yazdıktan sonra şampiyonluk yazısı için pek acele etmeyeyim dedim. Dün akşamki kutlamaları bekledim de diyebiliriz biz buna. O kadar güzel fotoğraflar, öyle güzel anlar seçtim ki geçtiğimiz üç günü size tekrar yaşamayı vaat ediyorum. Saraçoğlu'ndan Florya'ya, Florya'dan Aslantepe'ye uzanan bir yolumuz olacak. Yol uzun, öyleyse buyurun başlıyoruz!
Saraçoğlu Kutlamaları...

39 hafta bitmiş, Galatasaray playoff'ta 47 puanla lider, son maçtaki rakip Fenerbahçe de 46 puanla ikinciydi. Son maç, tam manasıyla ligin finali olacaktı ki playoff kuraları çekildiğinde çoğu kişi bunu tahmin etmişti. 40. maçta maç başladığı skorla, yani 0-0 bitince Galatasaray yarım puan farkla Fenerbahçe'nin önünde şampiyonluk ipini göğüslemiş oldu. Maçın bittiği anda ortaya çıkan bu fotoğraf şüphesiz şampiyonluğun simgelerindendi.


Takım soyunma odasına girdikten sonra da şampiyonluk kutlamaları başladı. Şampiyonluğun kilit fotoğraflarından birisi buydu. En büyük rakibin karşısında, hem de onun stadında şampiyon olunca Galatasaraylı futbolcuların muzır tarafı uyanmış olacak ki, Saraçoğlu'ndaki soyunma odasının duvarına böyle bir hatıra bırakma gereği duymuşlar.


Saraçoğlu hatıЯasından sonra sıra geldi hatıra fotoğrafı çektirmeye. E kupayı alana kadar beklerken geçecek zamanı boş bırakmamak lazım değil mi ama?


Kupa kırk nazla, sanki birileri Galatasaray'a lütfetmiş gibi, surat asmayla, karanlıklarda bile verilmiş olsa, Galatasaray söke söke almasını bildi ya, işte sırf bu sebeple bile anlamlı bence.


E alındıktan sonra da şöyle bi fotoğraf çekinebilir miyiz pozu vermek farzdır.


Kupayı alıp pozu da verdikten sonra sıra geldi stat turu atmaya. Kupayla koşmaca ve stat turunu da Saraçoğlu'nda attık bu arada.


Kupa turu attıktan sonra kupaya kayarak ulaşmanın tadı da bambaşka. Çocuklar gibi şendik o gün malum..


Saraçoğlu'ndan aklımda en çok kalan şey, soyunma odasında Muslera'nın oynadığı kolbastı oldu. Gülmekten yarılmak deyiminin karşılığı gibiydim ilk izlediğimde. Kedi canını yediğim, mucize misin başımıza arkadaş?!


Florya Kutlamaları...


Gece 12'den sonra falan kupa alındı Saraçoğlu'ndan çıkıldı. E istikamet bi stat dolusu insanın olduğu Florya'ydı tabii. Asıl kutlamanın ilk ayağı orada yapılacaktı. İmparator çıktı balkona ve 10 ay antrenman yaptıkları o sahada iğne atsan yere düşmeyecek kadar taraftara selamı çaktı.


Şampiyonluğun diğer mimarları da balkondaydı o gece.


Evet kupa da oradaydı.


Ve bütün akşam, bütün gece, bütün yıl orada takımı ve şampiyonluğu bekleyen biz taraftarlar. Şampiyonluğu en çok hak eden taraftarlar da oradaydı o akşam. Meşalelerle, sarıyla, kırmızıyla!


Aslantepe Kutlamaları...


Gelelim şampiyonluk kutlamalarının son ayağı olan Aslantepe'ye. E aslanlar gelirken boş durmamış. "Şampiyonluk yarınlara kaldı laylalalaylay" diye Baroning yaparak gelmişler. Zaten üç gün üç gece başka bişey yapmadık diyebilirim. *gülücük*


Takım stada giderken bi ara Sabri, Mert Çetin'e "stat doldu mu" diye sormuş. Şu fotoğrafı görsün isterdim.


Bu da aynı fotoğrafın stat içinden çekilmiş hali. 


Playoff'taki Fenerbahçe maçında açılmıştı bu pankart. Geleceği gördüğü için ultrAslan'a teşekkürü borç bilirim.


Şampiyonluk geldi Saraçoğlu'nu yaktık. Sıra geldi Arena'ya!


Saha içine kurulan platformda Hopdedik Ayhan ve en güzel Galatasaraylılardan birisi olan Demet Akbağ vardı.


Sonra da şahane şarkıları Sensiz Olmaz Galatasaray ile Gripin sahadaydı. Şarkıyı kaç kere söyledim evde oturduğum yerden bilmiyorum ama ezberlemişim farkında olmadan.


Şarkılar türküler bitince sıra geldi yönetim ve teknik heyetin çağırılmasına. Galatasaray'ın İmparatoru ve İmparator'un tabiriyle Galatasaray'ın bir numarası platforma çıktı.


Gecede gözlerim ilk bu sahnede doldu, ağlamadım. O an eli kalbine gitmeyen bizden değildir.


 
Gecenin ve senenin kahramanları tek tek sahneye çağırıldı. En çok gürültü de yukarıdaki iki şahane stada girerken yaşandı. Benim gözler biraz daha dolmaya başladı.


Sonra bu adam sahaya sekerek gelince göz dolması ağlama oldu. Candan Erçetin'den Elmander'e geliyor; "biliyorum sen bir meleksin, bize yardım için gönderildin"


Diğer ağlama sebebim de parmakla göstermek gibi olmasın da bu adam. Stattaki ortamdan bi hayli etkilenmiş olacak ki, adı anons edildi, atkıyı boynuna doladı, gözleri dolu dolu gitti platforma kadar. Gel de dünya yansın ulan diye arabeske bağlama!


Kaptan çıktı elinde bayrak altında kırmızı pantolonuyla sahaya. Bir üçlü çektirdi, amigoluk yaptı. Bildiğimiz Sabri gibi şampiyonluğu kutladı.


 
Ujfalusi ve Baros'un da saçları yakıyordu. Çocuğunu alan gelmiş arkadaş. Çekin çocuklarınızı pistten.


Galatasaray'da sezonun futbolcularından birisi o. Belki de dün akşam o platformdaki en büyük Galatasaraylı. Sarı Semih, Genç Semih, Can Semih!


Melo sahaya girerken, tıpkı diğer futbolculara yaptığı gibi, onu da kapılarda karşılayan Eboue dün gecenin adamıydı kesinlikle.


Dün akşamın en arşivlik, en güzel fotoğraflarından birisi de bu. Emre, Semih, Elmander ve Selçuk...


Kupayı Ünal Aysal'dan aldıktan sonra Aslantepe'de kupa kaldırma şöleni başladı.


Aslantepe'deki kupa pozu da bu oldu. Tüm takım, gülen yüzler, tezahüratlar.. Mutluluğun resmini çizdik Abidin!


Kupayla ilk pozu yeni saçlarıyla Ujfalusi, Riera, Muslera ve Melo verdiler. 


Gecenin bence en özel fotoğraflarından birisi de bu oldu. 


Kaptanların ellerinde yükselen kupa, stat turu için platformdan indirilirken tüm takımın bir arada olduğu en güzel fotoğraflardan birisi de bu fotoğraftı.


Sona en güzelini sakladım. İmparator, baba, dede, teknik direktör, hoca... Hepsini aynı bünyede toplayıp tüm özellikleriyle harmanlayarak bu senenin temelini oluşturan adam. 50bin kişinin Arena'yı inlettiği haliyle; İMPARATOOOR FAATİİH TERİİİİİİİM!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bakalım 😎