Swan Song ~ Son House Yazısı

Bir diziye de bu kadar veda edilmez ki ulan!111!bir! diyenler bi ctrl + w kombinasyonunu kullansınlar bakın nasıl güzel olacak ekranları. Malumunuz House MD dizimiz geçtiğimiz hafta 8 sezon ve 177 bölüm sonucunda ekranlara veda etti. Swan Song, Hugh Laurie'nin eline kamerasını alarak dizi setinde çalışan, kamera arkasında emeği olan herkesi onore etmek için çektiği 45 dakikalık mini bir belgesel adeta. Birkaç fotoğraf ve video ile Swan Song'u da yazarak vedamı edeyim artık. Başlıyorum.

"I'm not saying that House Md is the king of Tv shows. Wait a minute, no, actually, I'm saying that."

Belki de House için söylenebilecek en güzel cümleyi Swan Song'un başında Hugh Laurie söylüyor. House gerçekten dizilerin kralıydı. Kral gibi bir vedayla da noktayı koydu. Laurie, ekipte çalışan set elemanından yapımcısına kadar herkesi 45 dakikalık bir mini belgesele sığdırmayı başarmış. Çok beğenilen sahnelerin kamera arkaları vardı mesela. 4. Sezon finali olan House's Head bölümü ki en efsane bölümlerdendir, izleyenler mutlaka anımsayacaktır. Amber'ın kaza sahnesinin nasıl çekildiği, o efektlerin nasıl verildiği gösterildi. Sırf bir bölüm için bile günlerce nasıl titizlikle çalışıldığı anlatıldı.

Bir diğer özel sahne de Hugh Laurie'nin Jennifer Morrison'a seti gezdirdiği sahneydi. Laurie, Morrison'a özlendin derken gerçekten haklıydı. Diziye Cameron'dan sonra çok hatun girdi çıktı ama hiç birisi Cameron kadar sevilmedi. Fonda Ajda Pekkan çalsın, Kimler Geldi Kimler Geçti'yi söylesin burada mümkünse...

House ile ilgili en çok söylenen şeylerden birisi House karakterinin Sherlock Holmes'dan ilham alınarak yazılmış olmasıdır. Hugh Laurie, senaristlere bunu sordu. Holmes'ün çok zeki bir doktordan esinlenerek yazıldığını, House'un da Holmes'dan esinlenerek yazıldığını söyledi senaristler de. Evet, House'u neden bu kadar sevdiğimizin bir göstergesi daha!

45 dakikanın sonlarına geldiğimizde ise Wilson ile House karakterlerini canlandıran Robert Sean Leonard ile Hugh Laurie, hastanenin içinde paintball oynamaya başladılar. Birbirlerini vurduktan sonra da oturup sohbet ettiler. Laurie, acaba ayağımı vursam acır mı dedi, Leonard o kadar acımaz dedi. Vurdu ve gördü. Acıyı yani :) 

En son fotoğraf çekimiyle de bitti. Tadı damakta kaldı. Müziklerle ve yapılan mini röportajlarla dizinin en güzel bölümlerinden biriydi Swan Song. Hugh Laurie'nin İngiliz Aksanını da duyma fırsatı buldum, güzel oldu. İzlemeyenlere iyi seyirler şimdiden. House'a vedamı ettim. Nokta.