The Newsroom

Bir süredir Friends'i izleyip bitirmeye çalışıyordum. Şahane bir şekilde noktayı koydum diziye ve The Big Bang Theory ile How I Met Your Mother'ın yanına güncel bir dizi araştırmaya başladım. İki dizi çarptı gözüme. Biri Suits diğeri de The Newsroom. Newsroom'u izlemeye karar verdim ve izlemeye başladım. Gel gelelim ilk sezonu bitmiş bir diziymiş ve ilk sezonda yalnızca 10 bölüm varmış. Bittiğine mi üzülsem, yoksa milletin hafta geçsin de yeni bölümünü izleyeyim diye beklediği diziyi 3-4 gün içinde bitirdiğime mi sevinsem bilemedim. Şimdi bekle 2013'ün ortasını ki yeni bölümü gelsin.. Neyse dizinin konusunu ve büyük ihtimalle de bol bol spoiler vereceğim şeyleri yazının devamına saklıyor ve başlıyorum.

Newsroom, haberlerin yapıldığı yer ve haberler üzerinden, haber merkezinde çalışan insanların hikayelerini anlatıyor izleyicilere. Habercilik dediğimiz şeyin aslında ne kadar zor fakat biten iş ortaya çıkınca da ne kadar keyif alınan bir meslek olduğunu gözümüze sokuyor. Ben küçükken çok istemiştim basın okumayı. Gel gelelim sözel derslere karşı olan mizacım beni habercilikten uzaklaştırdı. Biraz da bu gözle, gıpta ederek, izledim diziyi. Dizinin ilk sezonunu bitirdiğini ve ilk sezonda 10 bölüm olduğunu söyledim. Dizinin her bölümü 1 saat civarında sürüyor. Artı-eksi 3 dakika diyebiliriz. Newsroom bana fena halde House Md'yi hatırlatıyor. Greg House'u al haber sunucusu yap ve ana haber merkezine at. İşte karşınızda Newsroom! Dizinin bana House'u anımsatıyor olması sanırım beni etkilemesinin en büyük sebeplerinden birisi. Dizinin konusunu şöyle bir özet geçtikten sonra karakterlere göz atalım.

Will; Jeff Daniels tarafından canlandırılan karakter dizinin ana karakteri. Haberleri sunan, "Newsroom"un yüzü olan adam Will. Yıllar önce bir kadına aşık olmuş ve o kadınla birlikte olamayınca da kendini yalnızca işine veren biri haline gelmiş. Böylece başarılı ama yalnız bir adam olmuş. Will, zeki ve işinde başarılı olmasının yanı sıra açık sözlü bir adam. Ekibinin sonuna kadar arkasında durup onlara güven aşılaması da cabası. 
Mackenzie; dizinin ikinci baş rolü. Namı diğer Mac. Haberlerin yapımcısı. Will'in yıllar önce aşık olduğu kadın. Will'i eski sevgilisiyle aldatıp terk ettiği için yıllarca pişmanlık duymuş, savaşın olduğu Orta Doğu ülkelerinde habercilik yapmış fakat dönüp dolaşıp yine Will'in yanına dönmüş bir kadın. 
Jim; dizideki favorim. Halil Sezai'nin fiziksel olarak benzeri. Mackenzie'nin yardımcısı, gittiği her yerde as elemanı olmuş habercisi. Biraz şaşkın ama zeki, etiğin dışına çıkmayan ve sadece işini yapmaya çalışan, sağ kol kontenjanından diziye dahil olmuş ve içten içe birazdan tanıtacağım Maggie'e aşık kişisi.

Maggie; Will'in asistanı olarak işe başlamış fakat kendi haberlerini yapan ekibin sevimlilikten ölecek kızı. Mackenzie'nin bakınca kendisini gördüğü ve bu yüzden de Jim gibi kendisine sağ kol olarak seçtiği isim. O da içten içe Jim'e aşık fakat yine birazdan bahsedeceğim Don ile bir dargın bir barışık ilişkisine sırt çevirip gidemeyen genç bir kadın.
Don; kanaldaki program yapımcılarından diğeri. Kendi haber programını yapmak için Will'in yanından ayrılsa da sürekli ekiple birlikte. Maggie'nin uzatmalı sevgilisi. İşkolik olduğu için Maggie ile sık sık ayrılsalar da kopamadılar bir türlü. Maggie'ye hissettiği şeyin aşktan ziyade alışkanlık olduğunu düşünüyorum ben.
Sloan; güzel ama zeki kadın. Dizide Jim'den sonra en sevdiğim karakter. Ekonomi haberleriyle ana haberlere ucundan kıyısından dahil olsa da en keyifli yan rollerden birisi. Don'ı seviyor olsa da, Maggie ile aralarındaki ilişkiye zarar gelmemesi için uzaktan "seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" diyor. Mac'in tek kadın arkadaşı.
Neal; ekibin bilgisayar kurdu. Sloan gibi yan rollerden birisi olmakla birlikte iyi biri Neal.
Charlie; haber departmanının patronu. Will'in eski ve iyi arkadaşı. Will House ise, Charlie kesinlikle Wilson'dır diyeyim siz anlayın konumunu. Sürekli Will'in arkasında durup onu kolluyor, bazen kendinden bile. Her patron onun gibi olsa keşke..

Amerikan yapımı bir dizi Newsroom. Dolayısıyla Amerikan propagandasını da bolca yapıyor. Bin Ladin'in ölü olarak ele geçirilmesi, Obama'nın başkan seçildiği gün ve Amerika'daki önemli haberleri yayınlama şekilleri de bunu gösteriyor. Mesela dizinin ilk bölümünün ilk sahnelerinden birisinde kızın biri Will'in katıldığı bir panelde Will'e şunu soruyor "Amerika neden dünyanın en iyi ülkesi?" Dram yönüyse zaman zaman çok ağır basıyor. Mısır'daki devrimin haberini yaparken yerel halktan bulundan Salim'in muhabir yapılmasının ardından kaçırılmasında olduğu gibi... Salim kaçıran örgüt, fidye olarak büyük bir para ister. Kanal da haliyle ödemeyi reddeder. Will parayı verir. Salim kurtulduktan sonra haber merkezinde çalışan herkes 3-5 para ne verebiliyorsa sırayla Will'in odasına girip masasına bırakır. O sahnede neredeyse ağlıyordum mesela. Takım ruhu denilen şeyi müthiş yansıtıyor ekip. 

Buraya dizi önerisi olarak geldi The Newsroom. Tatilden çıkıp aktife geçince de haftalık olarak gelir inşallah. İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim.