Yazıyı dün gece yazsaydım, "bayram şekeri gibisin Galatasaray, seni yerim" derdim yüksek ihtimalle. Maçın gazıyla, galibiyet sarhoşluğuyla... Gel gelelim sarhoşluk geçip mantık tüm baş ağrısıyla karşıya çıkınca işin rengi bi tık değişebiliyor. Dün akşam Galatasaray yine farklı bir 11 ile sahadaydı. Zamanında takımı tanımıyor diye hazırlık maçı yaptırmayan teknik heyet, lig maçlarını deneme tahtası yapmaya devam ediyor maalesef. Bize düşen beklemek, kabul. Beklerken puan kaybı olmazsa şahane, o da kabul. Fakat karşılaşılan takımlar çok über takımlar değil, puan kaybı yaşanmamasının da sebebi bu maalesef. Bir de değinmekte fayda var, paslaşmalar başarılı, takım aheste aheste de olsa rakip kaleye güzel ilerleyebiliyor zaman zaman. Ama şunu kabul etmek lazım ki son vuruşlar ve son pas tercihleri yapılırken hatalar çoğalmaya başlıyor. Bu maçı kazandık, lafını etmiyoruz. Bir dahaki maç aynı kısmet çıkmayabilir karşımıza. İşte o zaman "Burak kaçırdıklarının yarısını atsaydı..." yada "Selçuk, Burak'a pas yerine kaleye vursaydı..." şeklinde hayıflanmalar yaşarız ki, bu hem bizi hem de takımdakileri ziyadesiyle yıpratır.
Bayramın ilk gününde, Kayseri Erciyes karşısında Burak ve Wesley'nin golleri ile 2-1 galip geldik. Kötü de oynasanız, deplasman galibiyeti candır. Yürüyedurun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎