Tumblr'da fink atarken denk geldim bu karikatür serisine. Birden bucketlistimde en olması gerekip de olmayan maddeyi fark ettim: ANNE OLMAK!
28 yaşındaysanız, etrafınızda bekar çok fazla insan kalmadıysa ve geniş de bir aileniz varsa kutlarım! Artık baskı yiyenler kulübündesiniz.
Gerçi şimdi itiraf etmek gerekirse bana sözlerle çok bir baskı kurulmuyor. Gel gelelim büyük ebeveynler ve iş yerinden "abla" diye tabir ettiğimiz hanım kızların şunla da olur bunla da olur şunu da yaparsın bunu da yapsan iyi olur minvalindeki fikirlerinin adı her dilde baskı anlamına gelir ki aslında iyi niyetli olan bu sevdiğimiz insanların tek arzularının bizi mutlu etmek olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Yukarıdaki yazılan tüm cümleler bizzat bana ait.
FAKAT, kocaman bir fakat...
İçimden deli gibi taşan bir sevgi var çocuklara karşı. Film komedi filmi bile olsa tüm doğum sahnelerinde gözlerim dolar. Hiç tanımasam da sokakta, markette, annesine "annem" diyen bi çocuk gördüğümde gözlerim dolar. Ağlayan bi çocuk görürsem KESİN ağlarım. Bir çocuk düşüp bir yerini acıttığında kucağıma alıp sakinleştirmeye çalışırım. Annelik içgüdüsü dediğin şey kadınlara default olarak eklenmiş bişey denir ya hep, hah, birilerine eklemeyi unuttukları annelik içgüdüsünü de bana eklemişler.
Eğer nasip olur da anne olursam, ki ölmeden önce yapılacaklar listemde olduğuna göre seri şekilde anne olmam lazım (babalık vasıflarına haiz beyler eklesin), tekrar ediyorum, eğer nasip olur da anne olursam karikatürdeki teyzeden tek farkım ten rengimin biraz daha koyu saçlarımın ise tabii ki siyah olmasıdır muhtemelen. Hep beraber en güzel dileklerimizi benim anne olmama doğru yönlendiriyoruz. Aferim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎