♫ Öncelikle tabii ki şarkısı ♫
Başlıktaki cümleyi yıllar önce Aysel Gürel söylemiş. Mavi saçlıydı, pembe saçlıydı, şöyleydi, böyleydi diye bu kadını da bayaaa ötekileştirmeye çalıştınız ama bu kadının dokunduğu gibi kimse kalbimize dokunamıyor. Bilin istedim. Bir süredir aşık değilim. Bu defa veda ettiğim başka tür bir sevgi. Hadi başlayalım.
Ankara'ya geleli tam 3 sene 2 ay olacak yarın. İnsan vücudunun 6 ayda bir tamamen değiştiğini okumuştum bir yerde. Bu hesaba göre 3 senede 6 farklı Serap gördük ve 7.nin içindeyiz. 7. Serap hepsinden farklı. Daha olgun. Daha durgun. Daha zor vazgeçiyor. Mecbur kalmadıkça vazgeçmiyor. Dün yine mecburen vazgeçtim. Bi de önceki Seraplardan biri veya birkaçı mesafelerin sevmeye engel olmayacağını düşünüyordu. Canım ne şapşiksin sen öyle dememiş kimse çünkü o Seraplara... Şu anki Serap sevdiği insanların TAMAMININ, tercihen aileleriyle, burnunun dibinde olmasını istiyor. Eski Mısır'da mıydı o eşyasıyla ailesiyle gömülenler? Hah, hayalimdeki hayat tam da o... Geçtiğimiz çarşamba gününde sabitlensin istiyorum hayatım. Ankara'daki ailem dediğim insanların; abilerimin, ablalarımın, kardeşimin yanımda olduğu o güne sabitlenelim. Şikayet ettiğimiz o rutin hiç bozulmasın istiyorum.
Noel babanın gerçek olmadığını bilecek kadar büyüdüğümün farkındayım. Yine de zor be ayrılmak, ayrılmak zorunda olmak. Bir şeylerin değişmesini istemeyecek dönemine geldim sanırım hayatımın. Boğazda bir yumru gibi kalıyor giden kişi. Son gidişin ve bu yazının sebebi bir emeklilik kararı. Hayırlı bir karar. Ankara'daki ailemin babası giden kişi. Hani elinizden kayıp gider bişeyler ve engel olamazsınız ya... İşte öyle bişey... Bi süre sanırım dolu gözlerle gezeceğiz ailece. Kıssadan hisse: etrafınızda kim varsa değer verdiğiniz sahip çıkın. Çok sevin. Bir sonraki kaybınızın o olabileceğini bilerek sevin.
Başlıktaki cümleyi yıllar önce Aysel Gürel söylemiş. Mavi saçlıydı, pembe saçlıydı, şöyleydi, böyleydi diye bu kadını da bayaaa ötekileştirmeye çalıştınız ama bu kadının dokunduğu gibi kimse kalbimize dokunamıyor. Bilin istedim. Bir süredir aşık değilim. Bu defa veda ettiğim başka tür bir sevgi. Hadi başlayalım.
Ankara'ya geleli tam 3 sene 2 ay olacak yarın. İnsan vücudunun 6 ayda bir tamamen değiştiğini okumuştum bir yerde. Bu hesaba göre 3 senede 6 farklı Serap gördük ve 7.nin içindeyiz. 7. Serap hepsinden farklı. Daha olgun. Daha durgun. Daha zor vazgeçiyor. Mecbur kalmadıkça vazgeçmiyor. Dün yine mecburen vazgeçtim. Bi de önceki Seraplardan biri veya birkaçı mesafelerin sevmeye engel olmayacağını düşünüyordu. Canım ne şapşiksin sen öyle dememiş kimse çünkü o Seraplara... Şu anki Serap sevdiği insanların TAMAMININ, tercihen aileleriyle, burnunun dibinde olmasını istiyor. Eski Mısır'da mıydı o eşyasıyla ailesiyle gömülenler? Hah, hayalimdeki hayat tam da o... Geçtiğimiz çarşamba gününde sabitlensin istiyorum hayatım. Ankara'daki ailem dediğim insanların; abilerimin, ablalarımın, kardeşimin yanımda olduğu o güne sabitlenelim. Şikayet ettiğimiz o rutin hiç bozulmasın istiyorum.
Noel babanın gerçek olmadığını bilecek kadar büyüdüğümün farkındayım. Yine de zor be ayrılmak, ayrılmak zorunda olmak. Bir şeylerin değişmesini istemeyecek dönemine geldim sanırım hayatımın. Boğazda bir yumru gibi kalıyor giden kişi. Son gidişin ve bu yazının sebebi bir emeklilik kararı. Hayırlı bir karar. Ankara'daki ailemin babası giden kişi. Hani elinizden kayıp gider bişeyler ve engel olamazsınız ya... İşte öyle bişey... Bi süre sanırım dolu gözlerle gezeceğiz ailece. Kıssadan hisse: etrafınızda kim varsa değer verdiğiniz sahip çıkın. Çok sevin. Bir sonraki kaybınızın o olabileceğini bilerek sevin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎