ps: Çok ağlak olmasın diye bir hafta sonra gelen yazı...
Günlerce süren vedalaşmaların ardından Ankara maceram sona erdi. 4 sene kaldığım ev, arkadaşlarım, dostlarım, canımın içerileri ve ona veda etmek, Allah daha büyüğünü yaşatmasın, bugüne kadar yaşadığım en zor vedaydı. Aslında mavişim haklıydı sanırım. Hızlı ve acısız bir veda yaşamam gerekirken ahtapot öldürür gibi başımı taşlara vura vura dalga dalga yaşadım acıyı. İnsanların kanısı ortaktı, "kimseye çok bağlanma, her şey geçici" haklıydılar belki. Ama ben hayatımın hiçbir döneminde bağlanmamayı beceremeyen ben, yine acıyı üstlenen oldum. Dramatize etmek yada drama queen olmak değil amacım. Yine de veda yemeğinin yendiği cuma akşamı haricinde, bide kimse bilmesin pazartesi sabahı, ağlayarak gerçekten benden beklenmeyecek olgunluk gösterdiğim için kendimi kutluyorum. Ankara vedam, How I Met Your Mother'ın vedasındaki Lily gibi oldu. "Sarılmak hiç yetmedi" Söz veriyorum, en az ayda bir tüm cadılığımla oralarda olacağım. Hepinizi seviyorum ciğerparelerim 😘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎