Bir olmamışlık vardı bu kitapta. Okudum mu, okudum. Akıcı mıydı, kesinlikle akıcıydı. Ama efsane değildi mesela. Keyif vermedi anlayamadığım bir şekilde. Sanki, aslında çok daha iyi olabilirmiş de olmamış gibi bir havası var. Kitapta iki kadın karakter var. Nevra ve Zelha. Nevra'nın babası Zelha'nın kasabasına atanıyor ve hayatlarının birkaç senesi birlikte geçiyor. Zelha doğu kültürü ile yetişmiş bir Kürt, Nevra ise batılı bi ailenin, Zelha'nın yaşadığı köyün olduğu ilçenin kaymakamının kızı. Birbirlerinin ilk arkadaşı olan bu iki kızın yolu otuz sene sonra bir hapishanede kesişiyor. Bu kez Nevra bir gazeteci, Zelha ise siyasi suçlu. Nevra güya bu siyasi suçlu ile röportaj yapmak için gidiyor hapishaneye ama eski günler yad edilmeye başlanınca geçmişten günümüze Türk-Kürt çatışmasının insanlara yansımasını okuyoruz. Bu bölünmüşlüğün, ayrıştırılmanın "bir gün" bitmesini diliyorum kendi adıma. Kitabın bendeki baskısı Everest Yayınları'ndan 202 sayfa ve 19 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎