O kadar keyif aldım ki bu kitabı okurken, bunun bir tarifi yoktu. Roman desen değil, öykü desen değil, hatıra türünde tarihe düştüğü notlarla Elia Kazan ile olan dostluğunu anlatmış Livaneli. Benim okuduğum ilk anı türündeki kitabı. Hep kurmaca karakterlerini okudum ama Elia, doğduğu şehir ve ülkenin şartlarını yansıtırcasına öyle şahsına münhasır bir karakter ki kurmaca, roman, öykü karakteri olarak satılsa asla yadırganmazdı. Elia'nın Livaneli'nin hayatından geçerken dokunduğu yerler kadar Livaneli'nin kendi hayatından sergilediği pasajlar da dikkat çekici. Bilhassa üniversite döneminde bir süre hapishanede geçirdiği günleri okurken etkilenmemek elde değil. Ülkede 50 yıldır, 100 yıldır her şeyin kötü bir şaka gibi kendini tekrar ettiğini görmek gerçekten tarihin tekerrürüne tanıklık etmek tuhaf bir his. Bir de değinmem gerekiyor kitap başlarda akmıyor gibiydi. Sonra bir açıldı ki Elia'nın hikayesini ve Livaneli ile yaptıkları yolculuğu sabırsızlıkla okudum bir çırpıda. Damakta bıraktığı o kırık dökük tat için bile okunur. Son olarak Kutlukhan Perker, boyalarına sağlık canım onlar negzel illüstrasyonlar... Kara Karga Yayınlarından çıkan kitap 120 sayfacık ve 18 TL. Okuyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎