Kitabı okumadan önce çok fazla görmüş fakat bir türlü fırsat bulamamıştım. İşte izinler bunun için var; fırsat bulamadıklarımızı yapabilmek için. İnci, sanıyorum okuduğum ilk Steinbeck kitabı. Bu kitabı okumuş olmamın sebeplerinden bir diğeri de çevirisinin canım Tomris Uyar tarafından yapılmış olması. Bir ara konuşuruz, çağının ötesinde, nefis bir kadındır Tomris. Kitaba dönecek olursam, Kızılderili, sazlıklarda yaşayan bir ailenin buldukları büyük bir inci ile değişen hayatlarını anlatıyor. Karı, koca ve çocuktan oluşan, kendi halinde bu çekirdek ailenin hırsın, ihtirasın, öfkenin kucağına düşmesi kitabın konusunu oluşturuyor. İnsanların hırsın elinde boğulmasının yanı sıra Kızılderili olmayanların bu insanlara yaklaşımları ile de ırkçılığa göz kırpıyor. Kitap çok kısa olmasından mı yoksa başka bir sebepten mi bilemedim beni bir türlü vuramadı. Keyifliydi, kısaydı, okuması hızlı oldu ama bir klasik midir? Bence değil. Bunun karar mercii ben miyim? Elbette hayır. Fakat bir okur olarak, daha kısa kitaplarda daha çok çarpılmış bir okur olarak, İnci'yi en sevdiklerim listesine atar mıyım? Maalesef hayır. Siz sevdiyseniz, şunu ıskalamışsın Serap derseniz, konuşuruz tabii. Kitabın bendeki baskısı Sel Yayıncılıktan, 102 sayfa ve 16 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎