Uzun süredir bir Ahmet Ümit kitabı okumamıştım, iyi geldi. Hele ki kitapta mitolojik göndermeler çoğunlukta olunca da epey heyecanlı aktı. Geçtiğimiz hafta sahile indiğimde aldım kitabı elime ama hava muhalefeti nedeniyle sahilde okuyamadığım gibi, işten güçten de hafta içi bitiremem zannederken cuma servis dönüşü bitiverdi bir anda. Öncelikle şunu söyleyeyim, kitap elbette bir polisiye ve ben bu kez katili bulamadım. Hani polisiyelerin klişesidir ya, katil ilk 50 sayfada kendini belli etti diye, hah işte bu kitapta o yok. Müthiş sürprizli bir son da diyebiliriz, yok artık bu kadarı da zorlama da diyebiliriz. Ben ilkini tercih ediyorum. Çünkü beni gerçekten şaşırttı. Kitabın konusu şu şekilde; Cemal Ölmez isimli bir Türk genç Berlin'de yaşadığı evde ölü bulunuyor. Hem de duvardaki Zeus resminin önünde, kalbi eline verilerek. Olay çoğunlukla Berlin'de geçtiği için bir Nevzat Amirimin hikayesi değil. Kitapta hem cinayetin çözülme hikayesini hem de Zeus'un hikayesini eş zamanlı olarak okuyoruz. Mitoloji ile ilgili bir şeyler okumak isteyen benim için çölde bir serap gibiydi. Kesinlikle sıkılmadan müthiş bir keyifle okudum. Bir de Zeus, mitoloji falan demişken Bergama'ya epey gönderme yapılmıştı kitapta. Bir Kuzey Ege turu bu kıza görünüyor, canım öyle istiyor da olabilir, bilemedim. Neyse, kitabın bendeki baskısı Yapı Kredi Yayınlarından, 504 sayfa ve 42 TL. Filmi çekilirse gider sinemada izlerim notuyla bitiriyorum, okuyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎