Bütün hafta Alanya'nın birkaç maçtır kaybetmeyişinden, ne kadar diri oluşundan, Tekke'nin takımı ne kadar iyi hazırladığından ve primden falan bahsettiler. İlk yarıda da gol olmayınca, "püh gidiyor mu maç" diye düşündüm. Devre arasında bi totemim var onu yaptım. Sonucu görüyorsunuz! Şaka bir yana Galatasaray'ın toteme ihtiyacı yok. Zira başında Okan Buruk var. İlk yarının en çok dökülen adamı Kerem A. ile maç eksiği olan Serge'yi tek çizgide oyundan alıp yerine Hakim ve Kaan'ı eklemesi müthiş basitlikte bir oyun okumaydı mesela. Sonrasını biliyorsunuz zaten. Barış'ın ilk golü, Hakim'in kendi kalitesini istediğinde nasıl gösterebileceğine dair attığı nefis gol, Barış'ın ikinci ve ilkinin neredeyse tekrarı gibi olan golü ve neticesinde bir cemre gibi maçın kazanılacağını katmerleyen Mauro'nun golü... Okan Hoca'nın bu takıma entegre ettiği en mühim özellik şu bence; takımı bırakıyor kendi haline. Kafanıza göre oynayın, rölantiye alın, alçalın, yükselin diyor. Ama yeri geldiği zaman iki müdahale ile işi sıkı tutup oyunu istediği skora getirmesi işten bile olmuyor. İşte bu sebeple Okan Hoca iyi ki Galatasaray'ın başında. Kaldı 6 maç. Galatasaray'ın kaybedeceği bir maç göremiyorum fikstüre bakınca. İnşallah 100+ puan ile bitecek lig gibi bir his vuku buluyor kalbime. Hedef 24, yürüyedurun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎