Maçı yine ha verdik, ha vereceğiz diye izledim, yalan yok. Hatta vermememize şaşırıyor ve tek sebebini de Serdar Dursun'a bağlıyorum. Kendisi yaşayan en büyük Galatasaraylı olduğu için her sezon oynadığı takımda kale önünde karşı karşıya bir pozisyonu hiç edip galip gelmemizi sağlıyor sağ olsun. Zemin kötü, oynanan futbol ışıldamıyor pek, bireysel itelemelerle bir şeyler oluyor. Ama ite kaka Galatasaray milli araya lider attı kendini. Takıma okları yöneltmişken biraz detaya ineyim. Mauro'nun geçen sezon sakatken daha iyi olduğunu düşünüyorum. Bu sezon güya kamp yedi, %70'le falan oynamıyor, ama maçlarda hayalet gibi. Takımın oyun tercihi mi yoksa sorun onda mı kestiremiyorum. Dries'i çok seviyorum gerçekten. Ama vücudu artık yapmak istediklerini karşılamıyor maalesef. Ufaktan Yusuf'u sahaya atmak çok makul olacak bence. Hoca doğrusunu bilir, kadroya karışmam ama dışarıdan böyle görünüyor. Nando ile Hocanın üzerinde gereksiz bir gerginlik var son olarak. Tamam takımın hakları savunulsun da yaldır yaldır hakeme saydırmak bize bir şey kazandırmaz, aksine gereksiz kartlar görülmesine neden olunur ki Young Boys maçında gördükleri kırmızı kartların halen acısını çekiyoruz, izliyorsunuz UEFA maçlarında. Bu gerginliğin azaltılması işi de yönetimde aslında ama yönetimle futbol takımının arasında bir bağlayıcı unsur yok Erden'i şutladıklarından beri. Bu da yönetime yazar maalesef. Biraz dertleşme gibi oldu, farkındayım. Özetle Yunus'umun Gabriel'in nefis pasını güzel bir aşırtma vuruşla gole çevirmesiyle 3 puanı cebe attık. 8 maç 7 galibiyet 1 beraberlik. Öper başıma koyarım. Yürüyedurun, hedef 25!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎