Adım adım eski dosta yaklaşırken olayların da düğümlerinin çözümlenmeye başladığı bi bölüm oldu Hayali Tehlike.
Aslı'dan sonra Metin de kardeşiyle vedalaştı. Yukarıdaki gazete küpürünü okuyan Metin'di. Efe'nin aklandığını, 4 sene önce işlenen cinayetin aslında Uğur tarafından işlendiğini öğrendi. Sonra da onu nezarethanede ziyaret etti ve biraz da eski polis olmasının torpiliyle bazı fotoğraflar gösterdi. Uğur'un zaten vicdan azabı çektiğini sözlerinden anlıyorduk, Metin de buna tuz bastı adeta.. Aslında Efe'ye bir bir veda etmeleri güzel oluyor. Zira vazgeçtikten, daha doğrusu olmayacağını düşündükten sonra kavuşmanın tadı daha fazla çıkacak, kavuşma sahneleri daha vurucu olacaktır. E bu da seyirci olarak bizi daha çok tatmin eder.. En hoş sahnelerden birisi de Mine'nin, kamerasını satmaya çalışan ve sinemadan vazgeçen Deniz'i ikna etmek için kamerasını satın alarak "şu kameranı sağda solda bırakma" tarzında bişeyler demesiydi. Bu kız sürekli bu çocuğun arkasını toplamaktan bıkmadı yahu..
Her ne kadar Efe'nin gelmesini 4 gözle beklesem de, şu sahneyi izleyince içimden bişeyler kopmadı değil. Hani bişeye üzülürsünüz de burnunuz sızlar, gözleriniz dolar ya, izlerken aynen öyle oldum. Bu kare öncesinde Güven, Aslı'yı kaşından öptü sonra da başını omzuna bastırdı, fotoğrafta gördüğünüz üzere.. Önceki haftanın neredeyse tamamını böyle geçirdiğimizden midir nedir, içim bi tuhaf oldu. Şahsın kendisine de yazdım da, işte, bana üzülmek yassssaaakk arkadaşım çekin şu fotoğrafı gözümün önünden :))
Son olarak, "eski bi dostu bekler gibi" bekliyoruz seni Efe. Gel perşembe gell!
ps: Perşembe gününün, 125. bölümün ve özetle Efe'nin dönüşünün fragmanını hâlâ görmediniz mi? Sizi şöyle alayım; http://serapbahar.blogspot.com/2010/08/nerde-kalmstk.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎