Bu yılın da son ayı geldi. Yine gecikmeli geldi ama sebeplerim sağlam bu defa. Unuttum falan diye ağlamayacağım. Bildiğin zamansızlıktan yazamadım. Çok şükür artık zamansızım. Allah kimseyi boş bırakmasın, herkese uğraş versin. Yoksa çok zor boş kalmak. İnsan durduğu yerde hasta oluyor. Neyse goygoyu içeriye saklayayım. Efendim hayatımın yeni bölümü başladı, Galatasaray güzel gidiyor, filmi ve kitapları serdim, diziler devam. Yazının içeriği bunlardan oluşacak. Devam etmek isteyen olursa buyursun, yok la banane diyen olursa da diğer yazılara alabilirim. Öyleyse başlıyorum. Aralık ayı hoş gelmiş!
- Sınavı verip atandığımı söylemiştim. İki hafta içinde tebliğ edildi, toparlandım, taşındım, yerleştim ve işe başladım. Bunları böyle fiil fiil yazmak çok kolay da, yaşaması o kadar basit değildi. Gerçi çok şükür, şansım inanılmaz yaver gitti ve hemen hemen her şeyim düşeş geldi ama işte ayrılık falan düşünce gözler doluyor ister istemez. Geçtiğimiz pazartesi; "bugün yeni hayatımın ilk günü" diye başlamıştı. Bu hafta da ilk haftası sürüyor. Evet, her şey yolunda.
- Ben bu yazıyı yazarken, hala çok yapmak isteyip de yapamadığım şeyler var. Siz okuduğunuzda inşallah yapmış olurum.
- Ankara, tanıştığım bölümü kadarıyla söylüyorum, güzel bir yer. Tek sıkıntı ara ara yakalandığım trafiği. Onun dışında şikayet ettiğim hiçbir şey yok. Özellikle evi tuttuğum ve işimin bulunduğu semtler rahat, kalabalık olmayan ve keyifli yerler. İlk hafta sonum taşınma ve yerleşme işleriyle sürdüğü için pek keşfedememekle birlikte, halimden memnunum.
"Ankara çok gri yæææ" diyenlere özel not: Hayır değil -.- - Çalıştığım yerden özellikle çok memnunum. İnsanlar o kadar yardımsever ki, ilk hafta fasulyeden işler yapmakla ve itiraf etmekse sıkılmakla birlikte, iş arkadaşlarımın yakınlığı sayesinde adaptasyon dönemini sıfır sorunla geçirdim. İki sefer kar yağdı ama kar benim için hiç sıkıntı olmadı.
- Şimdi taşınma işleri falan bitti ya, yılbaşı programını planlıyorum. Aslında benimki kutlamadan ziyade, kızlarla vakit geçirmekten ibaret. Kızları hep baba evine toplamıştım. Bu sefer kendi evime toplayacağım kısmetse. 31 Aralık pazartesi tatil olsun nooooolur :(
- Ufaktan dizi anlatmaya başlayayım. Beren Saat'in İntikam'ına canım Nejat da, konuk oluyormuş. Beren'in ardından Nejat İşler'i de duyduktan sonra diziyi sabırsızlıkla bekliyorum. Karşısında da Tuba Büyüküstün'ün 20 Dakika'sı var ki İlker Aksum ile ekip olmuşlar. Onu da merak ediyorum fakat aynı gün aynı saate düşecekler gibi bir hissiyata sahibim. Öyle bi durumda renk veriyorum: Beren & Nejat.
- Az da Cimbom'a bakalım yahu. Kısmet oldu Fener maçını izleyebildim. Geçen seneki tüm vukuatlardan sonra şu maçı cayır cayır kazanmak büyük zevk şimdi, yalan yok. Özellikle koreografideki başarı çok iyiydi. Görmek için reklam.
- Şampiyonlar Liginde de Schalke'yi çektik ayıptır söylemesi. Bir bal markası olarak Galatasaray'ın kura balı... Demek Allah yıllarca Fener maçlarında bizden aldığı şansı, böyle vererek dengeliyor. İlahi adalet was there.
- Gündemde olan dizilerden How I Met Your Mother'a dertlenmeye başlıyorum. Bitmeye yaklaştı. Bir sezon daha uzasa, anne ile Ted'in neler yaşadığını görsek diyorum ama bir iki bölüme kadar anneyle tanışılacağı düşünülürse, Ted ve Stella'nın hızlı randevusu gibi, hızlı bir evliliğe yürüme izleyecek gibiyiz. Arkadaş hiç de renk verilmedi ki hatunun kim olduğuna...
- Cimbomdan sonra genelde United derdim de buralarda uzakta kaldım United'dan. Chichariting yapalım aklımızda olsun.
- Sinema ve kitap lafı etmiyorum dikkatinizi çekerim. Kitaplarım Konya'da kaldı. Film de izleyemiyorum. Dolayısıyla durum budur.
- Sevdiceğimi çok özledim :(
- Bu ay için söyleyeceklerim bu kadar. Biraz kısa oldu, idare edin. 4 Ocak doğum günüm. Son kez kutluyorum. 26 oldum, daha da mı kutlayayım. Koyun gidin hadi. Bu ayın şarkısı olarak Galatasaray marşlarından Şereftir Seni Sevmek'i ekliyorum. Marşta, özellikle de statta söyleniyorsa, gözleri dolmayan bizden değildir.
Yatağa yatınca ben :( |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎