Fenerbahçe maçı da diğer maçlar gibi sıradan bir lig maçı olarak görünse de, galip gelince goygoyu en zevkli maçlardan biri olmuştur her zaman. Biraz gecikmeli de olsa, yazıyı yayına vermenin derin mutluluğu içerisindeyim. Giriş cümlelerini uzun tutmamdaki kasıt, yazı olarak kalmasın fotoromana dönüşsün. Dönüşmeli de, bir sezon içinde kaç Fenerbahçe maçı yaşayabiliriz ki? (mümkünse ikiyle sınırlı kalsın). Efendim ben fotoroman sevmiyorum diyenlere maçın özetini geçmek gerekirse, Riera'nın bomba gibi frikiğini gole çeviren Fenerbahçeli Bekir ve yine bir frikiği gole çeviren Selçuk bizim adımıza gollerin sahibi olan isimler. Fenerbahçe de H.A.K. ile tek gol bulmuş da olsa, Arena'dan galip çıkmayı başaramadı. Velhasılı; Galatasaray maçı 2-1 kazanarak ligde yola devam dedi. Ben de fotoğraflarla devam diyor ve başlıyorum.
Öncelikle elbette koreografi. Daha önce de söyledim, uA için ne düşünürseniz düşünün, koreo işini çok iyi başarıyorlar. Dün akşam da, Kadıköy'de alınan şampiyonluk kupasına atıfta bulundular. Ağlayan bir Fenerbahçeli, yanan bir Saraçoğlu ve kupayla yürüyen aslan figürleri yine üç boyutlu olarak yükseldi.
Figürler yükselmeden evvel açılan pankart ise gülümseten cinsten oldu: "Her şey unutulur hatıralar kalır, size her mayıs bizi hatırlatır". Malumunuz, mayıslar bizim... Bu arada koreo açılırken fonda çalan Mustafa Sandal'ın Ağlatma şarkısı bombaydı. Şarkı demişken, Şereftir Seni Sevmek marşında, hem de her seferinde, gözleri dolan bir ben değilimdir değil mi?
Koreodan sonra bir de pankart paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz hafta, yanlış değilsem İBB maçında, Bekir gol atmış ve golden sonraki sevinçte de tribünde bir erkek taraftarla dudak dudağa gelmişti. Bizimkiler bu olayı da unutmamış ve yukarıdaki pankartı açmışlar.
Pankart ve koreografi olaylarını bitirdiğime göre maça geçebilirim. Şimdi itiraf etmek gerekirse Galatasaray bomba gibi bir performans göstererek kazanmadı maçı. Ama maçın adamını vermek gerekirse Semih Kaya derim. Gözümüzün önünde günden güne ilerleyen performansıyla dün etten duvar ördü defansta, helal olsun.
Bekir'in golüne geleceğim ama önce Selçuk'un frikiği... Göremeyenler için gifini ekledim yukarıya.
Volkan Demirel fotoğrafı: Bakakalmak deyiminin sözlükteki görsel karşılığı.
Gol sevincinin yedek kulübesini de giflemişler. Fatih-Hasan-Ümit Hocalar gülsün dünya gülsün :)
Golden sonra Selçuk'un deli gibi Fatih Hoca'ya koşuyor olması...
Dönelim ilk gole... Ceza sahasının biraz dışından bir frikik kazandık. Topun başına alışılagelmişin dışında Riera geldi. Vurduğu yerde de Semih ve Umut vardı. Gel gelelim arkadan biri Semih'i düşürünce topa, topu uzaklaştırmak isteyen Bekir vurdu. Şans işte, top da geldi ağlara girdi. Galatasaray'ı 1-0 öne geçiren golü Bekir'in atması ne kadar kötü olsa da, "Fener balı" dediğimiz şeyin bitmiş olması süper oldu.
Bu da Bekir'in gol vuruşu :(
Aynı anda yedek kulübesindeki sevinç de çok iyiydi elbette. Riera'nın tepesine çıkan Burak da bi gol ataydı iyiydi. Atamadı ama ataydı iyiydi.
Hepsini nüfusuma geçirip evladım yapsam mesela? :(
Maç sonunda takım yine el ele tribünlere doğru kaydı. O anı da yukarıdaki giflerde görüyoruz.
Ve son olarak bu da gif kaydedemeyiz diye maç sonundaki an, dilenmelik fotoğraf olarak arşivleniyor. Aslanlarım benim. Yürüyedur Galatasaray!
Öncelikle elbette koreografi. Daha önce de söyledim, uA için ne düşünürseniz düşünün, koreo işini çok iyi başarıyorlar. Dün akşam da, Kadıköy'de alınan şampiyonluk kupasına atıfta bulundular. Ağlayan bir Fenerbahçeli, yanan bir Saraçoğlu ve kupayla yürüyen aslan figürleri yine üç boyutlu olarak yükseldi.
Figürler yükselmeden evvel açılan pankart ise gülümseten cinsten oldu: "Her şey unutulur hatıralar kalır, size her mayıs bizi hatırlatır". Malumunuz, mayıslar bizim... Bu arada koreo açılırken fonda çalan Mustafa Sandal'ın Ağlatma şarkısı bombaydı. Şarkı demişken, Şereftir Seni Sevmek marşında, hem de her seferinde, gözleri dolan bir ben değilimdir değil mi?
Koreodan sonra bir de pankart paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz hafta, yanlış değilsem İBB maçında, Bekir gol atmış ve golden sonraki sevinçte de tribünde bir erkek taraftarla dudak dudağa gelmişti. Bizimkiler bu olayı da unutmamış ve yukarıdaki pankartı açmışlar.
Pankart ve koreografi olaylarını bitirdiğime göre maça geçebilirim. Şimdi itiraf etmek gerekirse Galatasaray bomba gibi bir performans göstererek kazanmadı maçı. Ama maçın adamını vermek gerekirse Semih Kaya derim. Gözümüzün önünde günden güne ilerleyen performansıyla dün etten duvar ördü defansta, helal olsun.
Bekir'in golüne geleceğim ama önce Selçuk'un frikiği... Göremeyenler için gifini ekledim yukarıya.
Gol sevincinin yedek kulübesini de giflemişler. Fatih-Hasan-Ümit Hocalar gülsün dünya gülsün :)
Golden sonra Selçuk'un deli gibi Fatih Hoca'ya koşuyor olması...
Dönelim ilk gole... Ceza sahasının biraz dışından bir frikik kazandık. Topun başına alışılagelmişin dışında Riera geldi. Vurduğu yerde de Semih ve Umut vardı. Gel gelelim arkadan biri Semih'i düşürünce topa, topu uzaklaştırmak isteyen Bekir vurdu. Şans işte, top da geldi ağlara girdi. Galatasaray'ı 1-0 öne geçiren golü Bekir'in atması ne kadar kötü olsa da, "Fener balı" dediğimiz şeyin bitmiş olması süper oldu.
Bu da Bekir'in gol vuruşu :(
Aynı anda yedek kulübesindeki sevinç de çok iyiydi elbette. Riera'nın tepesine çıkan Burak da bi gol ataydı iyiydi. Atamadı ama ataydı iyiydi.
Hepsini nüfusuma geçirip evladım yapsam mesela? :(
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎