Gelenek bozulmuyordu. Serap gittiği bir finalden daha kupayla dönmeyi başarmıştı. Winner olmak böyle bir şey demek ki diye düşündü Serap. Yıllar önce girdiği o iddiayı kaybettiği için deli gibi seviniyordu bir kez daha. Cumartesiyi pazara bağlayan gece, lig şampiyonu Beşiktaş ile kupa şampiyonu Galatasaray, şampiyonlar şampiyonunu belirlemek üzere Konya'da buluştular. Bu buluşmaya şahitlik edenler arasında ben de vardım. Geceyi ölümsüzleştiren fotoğrafları konuşturmaya başlıyorum öyleyse...
not: fotoğrafların birçoğu yüksek çözünürlüklü (HD yani) tıklarsanız kocaman olur.
not: fotoğrafların birçoğu yüksek çözünürlüklü (HD yani) tıklarsanız kocaman olur.
Taraftarla ilgili söyleyeceklerimi yarınki yazıma saklıyorum. Yarın bu saatte yine gelin, nefis yazı oldu zira! Reklamları izlediniz, şimdi haberler...
Takım sahaya bu 11 ile çıktı ve Poldi maalesef sakatlanıp çıkana kadar da sahada kaldı. Maçın tamamında bir ekşın olmayınca uzatmalara gittik.
Uzatmaların ilkinde Hakan Kadir Bey'in golü ile hep bir ağızdan şampiyonluk şarkılarını söylemeye başlamıştık bile...
Sonra tam ikinci uzatmanın başında Ched'in kendi kalesine aslında güzel bir vuruşla attığı golle beraberlik yine bozulmadı. Şu an fark ediyorum; teknik olarak maçtaki tüm golleri Galatasaray atmış. 5 gol, dile kolay...
Bir diğer fark ettiğim husus ise yukarıdaki arkadaşın kısmetsizliği. 3 ay içerisinde (27 Mayıs - 13 Ağustos), iki farklı takımla (Fenerbahçe - Beşiktaş), iki farklı şehirde (Antalya - Konya) ve iki farklı finalde (Türkiye Kupası - Süper Kupa) kaybetmeyi başardı. Gerçek bir kaybedenler kulübü üyesi olan sevgili Gökhan'ı alkışlıyorum!
Maça dair gözlemlerimden bir diğeri de Eren ile ilgili. Maçı izlerken Eren'i birkaç kez Burak zannedip, "Burak mı, Burak ne arar la Galatasaray'da" moduna girdiğim doğrudur! Bu hissiyat ile kendisine ısındığımı itiraf etmek zorundayım.
1-1 biten tam 120 dakikanın neticesinde penaltılara gidildi.
Nando'mun kurtardığı 3. penaltıdan sonra skorboard artık 4-1'i gösteriyordu ve bu Galatasaray'ın şampiyonlar şampiyonu olması anlamındaydı.
Ve nihayetinde kupa seremonisine geçildi. 3 ay önceki arkadaşların aksine Beşiktaşlılar geldiler, madalyalarını aldılar ve Galatasaray'ı da alkışlayarak güzel bir centilmenlik örneği sergilediler.
Yıldırım Demirörenli fotoğrafları hemen geçiyorum, hd geçiyorum, seri geçiyorum....
Kupa ait olduğu yerde!
Ve elbette "we are the champions!"
Konya HatıЯası...
Kupa şampiyonların elinde stadı tabi ki gezdi.
Klasik kupa pozu da gecikmedi elbette.
Bu da ekşınlısı...
Bruma kardeşimizin "karete kid" konulu çalışması...
Wesley Benjamin Sneijder... Biz seni hak etmek için ne yapmış olabiliriz acaba?...
Nefis bir before-after ile karşınızdayım. Maçtan bir gün önce Galatasaray Instagram hesabı bu fotoğrafı atmıştı. Tam kazanmak için geldim, hepinizi sıraya dizeceğim fotoğrafıydı bu.
Gecenin sonunda ise bu fotoğraf ile karşımıza çıktı. Kurtardığı sayısız pozisyon, çıkardığı 2 penaltı ile gecenin yıldızı ve maçın adamı seçilmişti.
Bu da kazandığımızı kutladığı an... Seni salsa soslu serseri seni...
Son olarak da yukarıdaki iki şahanenin fingirdemeleri ile gözümüzden kalpler çıkarak bir kupanın daha sonuna geliyoruz.
Takım sahaya bu 11 ile çıktı ve Poldi maalesef sakatlanıp çıkana kadar da sahada kaldı. Maçın tamamında bir ekşın olmayınca uzatmalara gittik.
Uzatmaların ilkinde Hakan Kadir Bey'in golü ile hep bir ağızdan şampiyonluk şarkılarını söylemeye başlamıştık bile...
Sonra tam ikinci uzatmanın başında Ched'in kendi kalesine aslında güzel bir vuruşla attığı golle beraberlik yine bozulmadı. Şu an fark ediyorum; teknik olarak maçtaki tüm golleri Galatasaray atmış. 5 gol, dile kolay...
Bir diğer fark ettiğim husus ise yukarıdaki arkadaşın kısmetsizliği. 3 ay içerisinde (27 Mayıs - 13 Ağustos), iki farklı takımla (Fenerbahçe - Beşiktaş), iki farklı şehirde (Antalya - Konya) ve iki farklı finalde (Türkiye Kupası - Süper Kupa) kaybetmeyi başardı. Gerçek bir kaybedenler kulübü üyesi olan sevgili Gökhan'ı alkışlıyorum!
Maça dair gözlemlerimden bir diğeri de Eren ile ilgili. Maçı izlerken Eren'i birkaç kez Burak zannedip, "Burak mı, Burak ne arar la Galatasaray'da" moduna girdiğim doğrudur! Bu hissiyat ile kendisine ısındığımı itiraf etmek zorundayım.
1-1 biten tam 120 dakikanın neticesinde penaltılara gidildi.
Nando'mun kurtardığı 3. penaltıdan sonra skorboard artık 4-1'i gösteriyordu ve bu Galatasaray'ın şampiyonlar şampiyonu olması anlamındaydı.
Ve nihayetinde kupa seremonisine geçildi. 3 ay önceki arkadaşların aksine Beşiktaşlılar geldiler, madalyalarını aldılar ve Galatasaray'ı da alkışlayarak güzel bir centilmenlik örneği sergilediler.
Yıldırım Demirörenli fotoğrafları hemen geçiyorum, hd geçiyorum, seri geçiyorum....
Kupa ait olduğu yerde!
Ve elbette "we are the champions!"
Konya HatıЯası...
Klasik kupa pozu da gecikmedi elbette.
Bruma kardeşimizin "karete kid" konulu çalışması...
Wesley Benjamin Sneijder... Biz seni hak etmek için ne yapmış olabiliriz acaba?...
Nefis bir before-after ile karşınızdayım. Maçtan bir gün önce Galatasaray Instagram hesabı bu fotoğrafı atmıştı. Tam kazanmak için geldim, hepinizi sıraya dizeceğim fotoğrafıydı bu.
Gecenin sonunda ise bu fotoğraf ile karşımıza çıktı. Kurtardığı sayısız pozisyon, çıkardığı 2 penaltı ile gecenin yıldızı ve maçın adamı seçilmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎