İtiraf: Ben bir dönem (İmirzalıoğlu ile çektiği bi dizi vardı işte o dönem) Bergüzar Korel'i hiç sevmiyor ve kazulet buluyordum. Gel zaman git zaman Bergüzar, Vatanım Sensin'i çekti, ben kendisini daha yakın takibe aldım ve çok sevmeye başladım. Bugünlerde vizyonda Bir Aşk İki Hayat ile boy gösteriyor ve filmde taktığı gibi ip, örgü, boncuklu bileklikler takma isteği uyandırıyor bende. Neyi sevip neyi sevmeyeceğimize biraz da zaman karar veriyor sanırım. İnsanın tüm hücreleri altı ayda bir mi ne değişirmiş ya, bugünkü Serap ne altı ay önceki kadınla aynı ne de altı ay sonraki kadınla aynı olacak. Bu gereksiz bilgilerin ışığında filmi konuşmaya başlıyorum öyleyse...
Engin Akyürek çok kendi halinde bir adam profili çiziyor. Fatmagül'ün Suçu Ne dizisini saymazsak bence bu kendisinin en büyük işi. Kotardığını söylemekten büyük keyif duyuyorum çünkü piyasa hep aynı isimlerin üzerinden dönüyor lüzumsuz şekilde. Engin gibi güzel adamlara ihtiyaç var. Bergüzar'ı yukarıda konuştuk ya, zaten bu filmde ışıldıyor. Yıllar, yaş almak (kesinlikle yaşlanmak değil) bazılarına yakışıyor işte... Birkaç mekan, güzel Kadıköy, iki ana karakter, iki farklı hikaye sunuyor film bize. Vaat ettiği şeyi de başarılı şekilde yansıtıyor perdeye. İzlerken düşündürüyor, sorgulatıyor, "ya acaba" dedirtiyor. Ay bi de bunu yazmadan da geçersem büyük ayıp ederim. Filmin müzikleri tek kelime ile muh te şem! Son zamanlarda dinlediğim en güzel, filme en uyan, en doğru yerlerde, en vurucu şekilde giren film müzikleri olabilir. Soundtrack işi kimdeyse, helali var!
Filmde birbirine paralel iki hikaye var. Engin'in oynadığı Umut karakteri filme bir seçimle başlıyor o seçim neticesinde de iki olasılık var. Ya a kişisi olacak bu seçimle ya da b kişisi. Biz ikisini de görüyoruz. Biri daha renkli daha sıcak bir hikaye izletirken diğeri daha karanlık daha soğuk bir hayat yaşıyor. Netice ise aynı. Çok güzel bir laf vardı da orijinalini bulamadım. İnsan kötüdür çünkü içinde bok vardır insanın minvalinde bir şeydi. Film tam da bu hissiyatı oluşturdu bende. Hiçbir aşkın aslında sonsuz olmaması ve yapacağımız her seçimin bizi neticede kaderimizde ne varsa ona götürmesi gibi kaderci bir anlayışla çekilmiş film. Paralel evrenler falan hoş ama Kardeş Payı bölüm 21'de de (umarım yamulmuyorumdur) dendiği gibi "kaderde varsa düzülmek, neye yarar üzülmek"... Güzel film. Farklı bir iş. Bir süre sonra bu da malum ortamlara düşer mi bilmiyorum ama ben bu filmi sinemada izlemek istedim. İzlemeseydim sonradan pişman olacaktım, biliyordum. Siz de izleyin. Belki de keşke dememek için bu tarz şeyleri tekrar tekrar hatırlamamız gerekiyordur. Yani hayatımızdaki her tercih bizi aynı yere götürecektir de biz aradaki tökezlemelere bomboş şekilde hayıflanıyoruzdur. Velhasılı izleyin. Mutlaka izleyin.
İlk gösterim tarihi: 15 Şubat 2019
Yönetmen: Ali Bilgin
Senaryo: Burcu Görgün Toptaş, Özlem Yılmaz
Yapım Yılı: 2019
Filmin Türü: Aşk, Dram
Şirket: Med Yapım, Ay Yapım
Süre: 111 dakika
Oyuncular: Engin Akyürek, Bergüzar Korel, İpek Bilgin, Osman Sonant, Merve Dizdar, Serhat Parıl
Konu: Engin Akyürek’in yönetmen Umut’a, Bergüzar Korel’in ise mimar Deniz karakterine hayat verdiği filmde, Umut’un kaderini o gece vereceği karar değiştirecek. Köpeğini dışarı çıkarmak ile evde kalmak arasında bir tercih yapması gereken Umut, aşk ve hayatın sonsuz seçenekleri arasına hangisinin doğru olduğunu bilmeden adım atacak. Biri karşısına hayatının aşkını çıkarırken, diğeri ise onu fırtınalı günlere savuracak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎