Derler ki bu kitabı yazmış Virginia Woolf, sonra eline almış sesli okumuş. Sonra da gerekli düzeltmeleri yapmış. Kitabın kendi içindeki dalgalanmasının sebebi de buymuş. Eğer kendimizi vererek okursak sımsıkı bağlıyormuş. Bende böyle çalışmadı maalesef. Baştan sıkı tutmadıysam demek... Altı tane karakter var bunlar çocukluk arkadaşı. Kendi iç sesleriyle konuşarak hayatlarını anlatıyorlar. Kendi iç sesleriyle anlattığı için de bazen bu hangi karakter diye arada bırakıyor. Arada birkaç bölüm de gün doğumu, güneşin yükselmesi ve batışına kadar geçen zamanı betimleyerek geçiyor. O bölümler epey lirik. Güneşin doğa üzerindeki etkisi, denizin sahile vuruşu falan tam benim kalemim malum. Gün batınca da karakterlerin hayatları nihayete eriyor. Bir nevi karakterlerin hayatını günle paralel olarak anlatıyor. Nüans ise şu, günler biter, hayatlar geçer fakat dalgalar sahile vurmaya devam eder yani hayat sürer. Çok ince detay değil mi?! Bir de kitabı okurken tam olarak roman da diyemiyorsunuz, şiir de diyemiyorsunuz. Yazılışında şiirsel bir anlatım var. Ama metin nesir olarak yazılmış haliyle. Woolf'un tabiriyle oyun/şiir türünde kitap. Woolf benim okuduğum en güçlü kadın yazarlardan birisi. Hayatına, yaşadıklarına ve yazdıklarına çok büyük saygı duyuyorum. Bu kitap özelinde çok sevemedim yazık ki. Kitabın bendeki baskısı Türkiye İş Bankası Yayınlarından, 256 sayfa ve 16 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎