Yaşar Kemal okuma çabalarım Bir Ada Hikayesi serisinin ikinci kitabıyla sürüyor. İlk kitap için lütfen tıklayın. Önce kitabın adı... Karıncanın Su İçtiği, aslında yine kitaptan bir bilgi vermiyor. Kitabın sonlarına doğru bir yerinde denizin ne kadar durgun olduğunu anlatmak için yapılmış bir betimleme. Deniz o kadar dalgasızdı ki bir karınca bile gelip su içebilirdi demek istiyor. İlk kitapta mübadele sonrası boşaltılmış olan adaya Poyraz, Vasili ve Lena yerleşmişti. İkinci kitap olan Karıncanın Su İçtiğinde ise bir sürü yeni karakter katıldı. Yeni katılan karakterlerin başlarından geçenler, göç edenlerin yaşadıkları zorluklar, muhtelif savaşlardan bir şekilde kurtulup gelenlerin çektikleri, kadınların, çocukların yaşadıkları, yüreğe dokunur cinsten. Gerekli odaklanmayı sağlayıp okunduğu takdirde içine çeken ve bırakmayan bir kitap. Okurken balık yeme isteği uyandırıyor bende bu kitap. Ege'de geçtiği ve sıklıkla balık yendiği için muhtemelen. Kitabın en büyük rutinlerinden birisi buydu zaten. Balık tutuluyor, közlere seriliyor, deniz tadı ala ala yeniyor piştikten sonra. Bir denizsever, bir balıksever olarak ağzımın suyu akıyor okurken. Kitaba dair kendimce tek eleştirim çok uzun olması. O tasvirler, hikayeleştirmeler, betimlememler bir türlü bitmiyor. Kitabın bendeki baskısı Yapı Kredi Yayınlarından, 508 sayfa ve 45 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎