Tolstoy'un hayatının ilk evrelerini anlattığı üçlemesi olan Çocukluk - İlk Gençlik - Gençlik serisinin Çocukluk kitabını okumuştum. Şaşkınlığım yüzünden İlk Gençliği pas geçip Gençlik kitabını okudum şimdi de yanlışlıkla. İlk Gençliğine daha sonra döneceğim artık yapacak bir şey yok. Kitapta Tolstoy'un üniversiteye başladığı dönem anlatılıyor. Annesinin kaybından sonra babasının yeniden evlenmesini, hayatının mentoru ve idolü olan abisinin etkisinde kalışını, aşık olduğunu zannettiği kadınları ve okulda edindiği arkadaşlarını okuyoruz Gençlik'te. Kitabı okurken anlıyoruz ki, aslında üzerinden onlarca yıl geçmiş olsa da, Nikolay Rusya'da biz Türkiye'de de olsak, o büyük savaşlar yaşayan bir toplumun bireyi durumundayken bizde en azından "fiziksel" bir savaş yaşanmıyor da olsa, gençlik zaman/coğrafya fark etmeksizin aynı hisleri yaşıyor. Aynı sorunlar, aynı heyecanlar, aynı mutluluklar, aynı dertler, aynı hayal kırıklıkları ve benzer hikayeler... Nikolay Tolstoy veya Serap Bahar olmak arasında pek bir fark olmuyor. Kendi zamanının değil tüm zamanların sanatçısı olmak da sanırım bu anlatım becerisi ve sağlam üsluba bağlı oluyor. Saygı duymamak imkansız açıkçası. Kitabın bendeki baskısı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından, 234 sayfa ve 16 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎