Can Yayınları'nın basımını zaten çok beğenirim genel olarak fakat Marquez söz konusuysa biraz da torpil geçiyorlar sanıyorum. Şu kapağın güzelliğine dikkatinizi çekerim. Gelelim kitabın içeriğine... Soğuk Savaş dönemi, ABD ile Rusya dünyayı iki kutba bölmüş fakat bölünen tek yer dünya değil. Almanya da dünya gibi doğu ve batı olarak ikiye bölünmüş durumda. Marquez, Güney Amerikalı bir gazeteci olarak işte bu bölünmüş Avrupa'yı boydan boya ve trenle geçiyor. Sırf bu fikir bile çarpılmama yetti. Avrupa'yı boydan boya hem de trenle gezmek hem de soğuk savaş döneminde, amanın allahım, ne bu kitabın konusu benim rüyam falan mı? Kitap kurgu değil yani, gerçekten Marquez'in gezisi sırasında aldığı notlardan oluşuyor. Bilhassa Almanya'dan geçtiği dönemde kaleme aldığı tespitler müthişti. Nazi kamplarıyla ilgili yazdığı notlar, savaş sonrası dönemde yaşayan Almanların verdikleri tepkiler, tamamen gerçek akışın sağladığı o çarpıcı hissiyat nefis yansımış. Bir de Moskova ile ilgili yaptığı mimari ve Moskova'nın kocaman bir köy olduğu tespiti vurucuydu. Çok da spoiler'a girmeyeyim şimdi, okumayanlar için tadı kaçmasın. Bence kesinlikle okuyun. Kitap biraz evvel de bahsettiğim gibi Can Yayınlarından, 144 sayfa ve 21 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎