Kitap bir nevi günlük. Tezer Özlü'nün 80li yılların başında Avrupa'nın çeşitli yerlerinde geçirdiği günlerde yaşadıklarını kendi elinden dökülen kelimelerle okuyoruz. Tezer Özlü'nün hüzünden depresyona doğru kayan bir ruh hali var. Adeta sayfaları okurken o acıyı seziyorsunuz. Zaten ölümünden önce derlenebilen son kitabı da olduğunu bilmekten dolayı bir parça daha üzülüyorum. Fakat kitabın muhtemelen bir günlük kafasıyla yazılmasından veya doğru tabir kullanayım derlenmesinden dolayı o daldan dala atlamalar biraz savruk hissettiriyor. Yani bir konuyu okurken bir satır sonra hiç alakası olmayan birinin hikayesini okuyoruz. Böyle devamlılığı olmayan sayfalar, eğer okuduğum bir öykü kitabı değilse, beni çok içine alamıyor. Mesela bu incecik kitabı bitirmem birkaç günümü aldı, normalde sabah servise bindiğimde açıp, akşam eve geldiğimde çantadan çıkarmış olmam lazımdı. Öte yandan kitaptaki hüznü kendime yakın bulduğumu itiraf etmem gerekiyor. Son zamanlarda üzerime çöken karamsar ruh halinin de etkisiyle olsa gerek dünyaya karşı bu soğumayı anlayabiliyorum kendimce. Kitabın bendeki baskısı Yapı Kredi Yayınlarından, 75 sayfa ve 12 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎