Gerçekten 85 dakika oyuncu değiştiremeyecek kadar kısıtlanan bir kadroyla şu maçtan iyi çıktık. Haftalardır yenilmiyor, gol yemiyor, şöyle uçuyor böyle kaçıyor dediklerinde Beşiktaş'ı hakikaten iyi zannetmiştim bu arada. Oynayamadılar bile yahu. Neyse böyle böyle "İnönü Cimbom'a mezar olacak" zırvalarını da bitireceğiz inşallah. İhtiyacımız olan skoru maçın henüz 2. dakikası bile olmadan hem de Beşiktaş oyuncusunun kendi kalesine attığı golle elde etmek can sıkıcı mıydı? Başka bir maç veya hafta olsaydı belki. Fakat bu hafta, şu durumdayken artık yarım sıfır bile olsa süpürüp götürülmesi gereken 3 puana en ihtiyacımız olan günlerde şova gerek yok. Galatasaray böyledir zaten, ihtiyacı olan skoru alır, arkasına yaslanır. Bu maç özelinde yaslanmamasını diler, daha gollü bir maç beklerdim, en azından herkes hakkını alsın diye, ama olmadı. Kısmetimiz böyleymiş. Maçın en iyisi Kerem Demirbay ile Dries'di benim için. Özellikle Dries; Wilfred, Hakim ve Tete'nin memnuniyetsiz suratlarıyla salındığı yerde 37 yaşında, 85 dakika suratı ekşimeden hem ileride hem geride elinden geleni yapıyor iki gözümün çiçeği. Geldiği güne bin şükür. Eveeet, iki kupadan da elendik, haftada tek maça düştük. 7 Nisan'daki Süper Kupa maçına kadar maçların arasında en az 5 gün olacak. Artık yorgunluk ve yorgunluğa bağlı sakatlık görmeyiz inşallah. Bi zahmet sakatların tamamı da iyileşir ve Hocanın da eli biraz güçlenir. Dünkü maçta niye oyuncu değiştirmedi bu adam diye düşünüp 70. dakika civarında yedeklere bir baktım ve anladım niye değiştirmediğini... Dilerim bir daha bu kadar zorlanmayız. Hedef 24, yürüyedurun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎