Bloga yazdığım en uzun isimli kitaplardan birisiyle karşınızdayım. Kitabın arka kapağında, "20 yaşında olsaydım, bu kitapla dünyayı gezmek isterdim" diye bir yorum var. 20 yaşını 1,5 katı aşan biri olarak buna biraz bozuldum. İkiyle çarpınca başarabilecek miyim, bakacağız. Bu arada dünyayı gezmekten kastı da İspanya-Fransa arasında gidip gelmekti, sanırım bu kadar spoiler'dan bir şey olmaz. Kitap, Pilar isimli kadın karakterimizin çocukluk aşkını yeniden bulmasıyla başlıyor. Evet kitaba romantik yaftasını yapıştırabiliriz gözümüzü kırpmadan. Pilar'ın çocukluk aşkı uhrevi dünyaya adım atmış, ben küçükken kırklara yedilere karışmak denirdi hala deniyor mu bilemiyorum, bir arkadaşımız. İçerisinde okuduğum en gerçekçi aşk tanımlarından birisi var ki aşkı uyuşturucu maddelere benzetiyor, dayanamayıp şuraya fotoğrafladım. Aşk zannettiğimiz şeylerin aslında birer bağımlılıktan fazlası olmadığını söylüyor. Realist bir melankoli, evet. Ama yalan yok, son pasajlarında böyle içimi çeke çeke ağlama isteği geldi. Koca kadın olmasam ağlardım da. Sek aşk romanı değil bu arada kitap. Uhrevi demiştim ya, Pilar'ın çocukluk aşkına, kitapta da sıklıkla o uhrevi havaya giriyorsunuz anlatılanlardan. Teslimiyet, kadercilik, Mevlam neylerse güzel eylercilik kitapta sıklıkla karşımıza dikiliyor heybetli şekilde. Eğer kafa silktin şeklinde bakılmazsa bu dini anlatılara, kitaptan hoşlanırsınız. Kitabın bendeki baskısı Can Yayınlarından, 208 sayfa ve indirimsiz fiyatı 176 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎