Fransa'da geçiyor hikaye. Krallığın ileri gelen kadınlarından birisi kralın emriyle sürgüne gönderiliyor. Kral ve çevresiyle kadar temas kurmaya çalışsa da dönüş yapılmıyor haliyle. Sürgündeki bir asilzade olarak kendi tacını kendisi takıyor. Pek masum sayılmaz bu hatun aslında. Yönetime dahil oluyor, gücünü kötüye kullanıyor, kral ve çevresi adına işlerini gördürüyor falan. Gücün bir zaman sonra nasıl hırsa dönüştüğünü ve kitabın adıyla söylemek gerekirse nasıl bir çöküş başlattığını okuyoruz kitapta. Zweig'in her kitabını okuyuşumda kadınları bu kadar güzel tasvir etmesini hayretle karşılıyorum. Başta kitaplarının bu kadar kısa olması çok iyi geliyordu, konsantre romanlar diye düşünüyordum. Gel gelelim okudukça artık o kadarcık sayfa yetmemeye ve keşke daha uzun olsa diye hayıflanmalar başladı. Seviyorum rahmetliyi. Kitabın bendeki baskısı İşbankası Yayınlarından elbette (çevirmenleri müthiş işler yapıyor), 56 sayfa ve 6 TL. Okumaya devam edin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎