Bizim Büyük Çaresizliğimiz ile birlikte vermişti bu kitabı bana. Sıkılacağımı, sevmeyeceğimi bile bile vermiş. Sevmeyeceğimi bildiği halde bana neden 470 sayfa bu kitabı okuttu bilmiyorum. Umut işte... Kitapta Edip'in Müfit adında bir yorgancıyı öldürmekten ceza alması hususu işleniyor. Olayı Edip'in yakın arkadaşı olan Ömer'in ağzından dinliyoruz. Ömer bu cinayeti çözmeye kendini o kadar adamış ki, cinayetle ilgili notlarını akıl hastanesinde bir araya getiriyor. Hikayeyi birinci ağızdan dinlemek keyifli fakat araya ikinci, üçüncü anlatıcılar girince benim gözümde ve algımda olay dağılmaya başlıyor. Takip edilecek birden fazla hikaye, kendi içinde çeşitlenen birden fazla karakter olunca (ve bu karakterlerin de karakter bozukluğu işe girince) kitap bana en az bu yazı kadar dağınık geliyor. Kendi içinde bir "cinayet romanı" olarak tanımlanmış olsa da benim daha önce okuduğum cinayet romanlarında hissettiğim heyecan-gerginlik karışımı duygunun onda birini bile veremedi bana. 470 sayfayı okudum ama artık işkence çekerek... Kitabı okumam için bana veren arkadaşım 15 yıl önce okuduğunu ve sevdiğini söylemişti. Bugün okusa belki o da hoşlanmaz (fonda Mazhar Alanson Benim Hala Umudum Var şarkısını söylüyor) bu yüzden ben de hoşlanmamış olmakta bir beis görmüyorum. Siz de sevmezsiniz muhtemelen. Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan kitap 473 sayfa ve 20 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎