Hafta içi verilen ceza kararlarının akabinde en çok aklımdan geçen şey şuydu; Galatasaray, sezon içinde bir kere "dürtülme" yaşarsa, rahatı bir şekilde bozulursa geri dönüşü fena olur. Bu "dürtülme" 2018-2019 sezonu için Fenerbahçe maçının cezaları olacak belli ki. Çok kıymetli bir üç puan aldık Kayseri deplasmanından. Ama elbette üç puandan kıymetlisi takımın cezalara, sakatlıklara, tökezletilmeye çalışmasına rağmen tüm takımın karakter koymasıydı. Hocamın tribünde olması takımı ateşlemiş görünüyor. Başta Fegu ve Belhanda olmak üzere Serdar, Ozan, kafası paketlenmesine rağmen Nando ve 2 golüyle Henry dün akşam aslında hem kendilerine hem de herkese şu mesajı verdiler: maç sahada kazanılır ve topu üç direğin arasına sokarsan kimse bunu değiştiremez. Henry 2 kez, Ömer ise 1 kez bunu başardı, sayıldı mı? Evet! Değiştirebildiler mi? Hayır! Bu arada, dün akşam maçın son 10 dakikasını da gözlerim dolu dolu izledim. Celil, İsmail, Ozan ve Yunus'un aynı anda sahada olmasıydı. Bu çocuklar bizim geleceğimiz olacak inşallah ve Hocam da bunu birilerinin gözüne sokar gibi siz kesin, koparın biz yeşeririz dercesine Celil, Yunus ve İsmail'i oyuna aldı. Çok kıymetliydi gerçekten. Hocamın cezasının bir an evvel bitmesini, bu performansın Şampiyonlar Ligine de taşınmasını ve deplasman fobisi goygoyunun tez zamanda tükenmesini diliyorum. YÜRÜYEDURUUUUUNN!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎