İşte bu seneki müthiş filmlerden birisi daha! Irishman bu sene çıkmamış olsa, açık ara en iyi film derdim ama İrlandalı'ya ayıp olur bunu demek. Fakat bu film, öyle gerçek ve öyle basit bir şekilde bu gerçekliği çarpıyor ki surata etkilenmemeye imkan yok! Çünkü hikaye tam olarak gerçek hayattan ve gerçek hikayeler hepimizi daha çok etkiliyordur eminim. En azından bende böyle çalışıyor. Filmle ilgili konuştukça rengim Irishman'den bu tarafa kayacak gibiyim dur bakalım. Hadi başlayalım...
Adam Driver... Geçen seneki oscar ödüllerinde BlacKkKlansman ile nasıl ödül alamadığını hala anlayamıyor ve aklıma geldikçe çok sinirleniyorum. Eğer bu çocuk bu sene de ödül alamazsa dağıtsınlar o jüriyi. Futbolla ilgili meşhur söz der ki, "futbol basit oyundur, zor olan o oyunu basit oynamaktır". Sanırım sinema için de geçerli. Mesela bu filmde Adam'ın oyununu o "basit oynamaya" örnek verebiliriz. Öyle basit ama öyle çarpıcı ki aynı zamanda, önünde şapka çıkarmak gerekiyor. Normalde Scarlett Johansson hayranı değilimdir hatta çok hoşlanmam da açıkçası. Fakat bu filmde o bile batmadı. Oyunculuklardan filme dönecek olursak, baş roller evli bir çiftken ayrılmaya karar veriyorlar fakat aynı zamanda çocukları da olan bu çiftin kopması pek de kolay olmuyor. Bir tarafın kafasında bitirmesi fakat diğer tarafın çok arzulu olmaması gibi çok hayattan detaylar var.
Filmle ilgili oyunculuklar ve gerçekliği bir yana bırakırsak açık ara en sevdiğim şey tiyatro oyunu izler gibi izledim ben bu filmi. Diyaloglar epey kadar uzun ama kesinlikle boş konuşma değil. Birkaç mekanda harikalar yaratılmış. Bu sebepler yüzünden bana tiyatro izliyor hissiyatı verdi film. Sanırım bir alt metin var filmde. Henüz karakterler olgunlaşmadan evlenirseniz, olgunlaştığınızda ve hayattan bir şeyler beklemeye başladığınızda, özetle artık aynı insan olmadığınızda evliliğiniz istediğiniz gibi gitmeyebilir. Elbette 33 yaşına birkaç gün kalan fakat bekar olan bir kadın olduğum şerhini de düşerek söylüyorum bunu. Filmin en sevdiğim sahnesi Scarlett'in avukatının annelik ve babalık üzerine attığı tirattı. Yıllarca eşitlik denilen şeyin aslında olmadığının bu kadar net cümlelerle anlatılması nefisti. Hayat seçimlerden ibaret deniyor ya, aslında hayat tamamen elimizden kayıp gidenlerin kayıp gidişini seyretmemizden ibaret bence. İşte film insana böyle pesimist bir hava katıyor sanırım. Bu yüzden çok iyi. İzledikten sonra artık başka biri oluyorsunuz. Sakın ıskalamayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎