Onca çileye, üzüntüye, gerginliğe, mutluluğa, heyecana, paniğe rağmen iş geldi yine son maça dayandı. Hem de puan farkıyla falan değil, averajla. Hiçbirimiz böyle bir senaryonun başımıza geleceğinden haberdar değildik, beklediğimizi de düşünmüyorum. Sondan bir önceki maçta sen farklı kazanacaksın, rakiplerinin ikisi de kaybedecek ve birden şampiyonluğun en büyük adayı olacaksın. Bunu dünyada kaç takım başarabilir, inanın bilmiyorum. Son maçta ne olur, umurumda değil. İşi buraya kadar taşıdık, birilerinin o kendine güvenli, o ulaşılmaz zannettikleri yerlerini dünyaya indirdik ve onları epey paniklettik ya, inanın bana bu da yeter. Maça dönecek olursak, Halil ve Ryan'ın (8) birer, Mıstık'ın iki golüyle 4-1 kazandık. Bu maç özelinde mühim olan Mıstık'ın kaçırdığı penaltıda yapılan hata neticesinde penaltıyı yeniden kullanmayı istemesi, takım arkadaşlarından bazılarının gönüllü olmamasına rağmen Hocanın da desteğiyle yeniden kullanarak golü bulması ve hemen akabinde de takımın 4. golüne de imza atmasıydı. O an penaltıyı başka birisi kullansaydı hem Mıstık'ı kaybederdik hem de rakiple averajı ikiye indiren golden olurduk. Maçtan bir başka anekdot ise Arda'ydı. İlk on bir başlayıp ikinci yarıda oyundan alındı Arda. Sonra saha kenarında tam bir kaptan gibiydi. Çocukları yönlendirdi, hırslandı, ateşledi, teknik heyetle sürekli paslaştı... Dün akşamki maç birçok şeydi benim için ama en çok gururdu. Hepsiyle teker teker gurur duydum. Demin de dediğim gibi, son maçta ne olur inanın kestiremiyorum, fakat ben, kendim dahil birçoğumuzun bir ay öncesine kadar şampiyonluk gibi bir hayalimiz yokken bugün, cumartesi akşamı arabayla şampiyonluk turuna çıkma fikri kafamızın içinde dönüyorsa, bu takım çoktan bizim şampiyonumuz olmuştur bile. Öyleyse son söz; şampiyon ol Cimbombom, al bizim canımızı! Çünkü, kupalara layıksın sen, şanlı Galatasaray!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎