Memed ile vedalaşıyoruz artık. Tanıştığıma ne kadar memnun olduğumu anlatamam. Yaşadığı yerler benim için tam toprak. Torosların zirvesinde bir köyden geliyor bütün soy ağacım. Sıcağı sevmem bundan. Denizi tepelerden görünce cıvıldamam bundan. Kapalı yerlerde duramayıp bir ağacın gölgesinde oturmaktan keyif almam bundan. Zalime değil, zulüm edene değil, mazluma empati göstermem bundan. Tıpkı Memed gibi. Kitap aslında Memed isimli genç bir çocuğun hikayesi üzerinden Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyetin ilk yılları Türkiye'sine bir bakış atıyor. Bilhassa Güney Anadolu'nun durumunu bize Memed'in hayatının etrafından şekillendirerek gösteriyor. İnce Memed ile Yaşar Kemal'in bize anlatmak istediği sanıyorum şu; her zaman güçlüler, zenginler kazanmaz. Bazen bir köylü, bir yetim, cılız bir oğlan çocuğu gelir, zenginlerin, güçlülerin, o sırça köşkte yaşayanların kurduğu düzeni bir tekmesiyle yıkıverir. Mesaj kaygısı mı? Yoo ne alaka😋 Dördüncü kitapta Memed artık evli, düzenini kuruyor, baba olmaya hazırlanıyor yeniden (spoiler sayılmaz). İnce Memed'in bu 4. kitabının özelinde paylaşmam gereken bir detay da var tabii ki. Kitabın başında Da Vinci'den bir pasaj geçmişler. Da Vinci yaşarken Toroslara gelmiş ve tahminen Malatya - Elazığ civarında bir yerlerde dolaşmış. Oradaki tecrübelerini düşmüş tarihe not olarak. Bu da Memed'in hikayesinin dördüncü etabında karşımıza çıkıyor. Kitabı okurken oralarda geziyor, kokuları alıyor, ağaçların hışırtısını hissediyorsunuz sanki. Ben bu kadar detay detay yaratılan bir dünya hiç okumadım sanırım. Serinin en sevdiğim yönü de buydu. Bence Türk Edebiyatında ıskalanmaması gereken bir seri. Betimleme seviyorsanız, Akdeniz seviyorsanız kaçırmayın. Kitabın bendeki baskısı Yapı Kredi Yayınlarından, 639 sayfa ve 145 TL.
Ps: Da Vinci'nin hikayesi için detaylar şurada mevcut, meraklısına.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎