İlk defa deniyorum McEwan kitabını. Biraz temkinliydim açıkçası. Kitap çok hacimli olmadığından gözümü karartıp okumaya başladım. Referansının da sağlam olması körlemesine almamın en büyük sebebiydi elbette. Şanslıymışım. Evlilik üzerine, aldatma üzerine, yaşam hakkı üzerine, bağnazlık üzerine, ebeveyn olmak üzerine nefis fikirleri olan bir kitap çıktı karşıma. Okurken ne taraftan okursan orayı haklı buluyorsun. Bu yüzden kitabın ana karakteri olan Hakim Fiona'nın verdiği kararları veren kişi olmayı istemezdim. Çok bıçak sırtı konuları çok ince düşünerek neticeye bağlamak durumunda. Zaten ömrünü vakfettiği takdirde böyle üst seviye bir yargıç oluyor ve karşına gelen davalara kılçıksız şekilde karar verebiliyorsun. Öte yandan özel hayatının görece daha sancılı ve yaşamak isteyip yaşayamadıkları olduğunu görünce de hayatın kusursuz dengesini görüyorsunuz büyük resme bakınca. İster istemez İngiliz Yargı Sisteminin bağımsızlığı ile günümüz Türkiye'sinin Yargı Sistemini kıyaslıyorsunuz. Arada dağlar kadar fark var. Her hukuki olay insan hayatını etkileyecektir mutlaka fakat bu kadının verdiği kararlar gerçekten ölüm kalım olaylarına mahkeme kuruyor. Böyle düşününce herhangi bir zümre veya insanın baskısı altında olmaktansa içtihat ve hukuka dayalı tek kişinin karar verebilmiş olması müthiş bir lüks, yaşadığımız ülkedeki hukuk sisteminin kimlere yaltaklandığını düşününce özellikle... Kitabın bendeki baskısı Yapı Kredi Yayınlarından, 152 sayfa ve 50 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎