Polisiye dedin mi en önde gelen isimlerdendir ya, araya böyle külliyatını serpiştirmek keyifli oluyor. Agatha Christie, Grange gibi değildir mesela. Kan yoktur, vahşet yoktur, okurken germez. Merak unsuru ön plandadır, gerilim değil polisiyedir. Dili ve anlatımı da daha pembe dizi tarzı olduğundan akar gider. Cinayetler Oteli de tam kendi tarzında bir kitap. Katilin kim olduğunu çözememekle birlikte olay akışını az çok tahmin edip, benim için, sürpriz sonlu katili de okuyunca, tamam işte. Vaat ettiklerini, okuma güdüsünü tatmin ederek geçiriyor karşı tarafa. Biraz daha uzun, biraz daha merak damarımı gıdıklasaydı daha iyi olur muydu? Kesinlikle! Ama okumak da işte hayat gibi. Hep daha iyisi var, iş denk getirebilmekte... Felsefeyi bırakıp kitaba dönüyorum. Kitap Christie'nin baş karakter olarak yazdığı Jane Marple serisinin bir parçası. Londra'da bir otelde kalan Jane Teyze, kendini yine olayların içinde buluyor ve yaşlı, örgüsünü örüp köşesinde oturan bir hanım olduğu ve silik kaldığı için tüm mevzuyu şipşak çözüveriyor. Her zamanki gibi başından benzer olaylar geçen bir tanıdığı illa ki var ve kadere bak ki insanlar hep aynı şeyleri yaşıyorlar. Ben Jane Hanımın içinde olduğu Christie romanlarına çok da yükselemediğimi fark ettim son iki kitabında. Alırken dikkat etmekte fayda var notunu da ekleyerek bağlıyorum. Kitabın bendeki baskısı Altın Kitaplar'dan, 176 sayfa ve 120 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎