Mesai arkadaşlarımdan Erdal Tuna'nın yazdığı 3. kitapmış Meczup Dede. Kendisiyle sohbet ederken aldığım keyfi, kitabından da alabilir miyim merakıyla basılır basılmaz temin ettim. Götürdüm hemen imzalattım. Sonra da okumaya başladım. Kitapta Arzu isimli bir kız var. Babasını kaybetmiş, annesiyle yaşayan bir üniversite öğrencisi Arzu. Fotoğraf eğitimi alıyor. Bir gün fotoğraf çekerken Murat isimli bir gençle tanışıyor ve büyük aşk yaşıyorlar. Fakat hayatın hazırladığı bazı sürprizler bu aşkın üzerine gölgeler düşürüyor. Kitaba başlarken Yeşilçam tadında bir hikaye okuyacağımı düşünmüştüm açıkçası. Fakat hikaye öyle bir şekilde evrildi ki, kitap biter bitmez Erdal'ın yanına gidip "seni boğacağım" şeklinde yaptım kitapla ilgili ilk yorumumu. Hiç beklemediğim, müthiş bir ters köşeyle bitti kitap. "Askıda kalan yerler olduğunu" söyledim, "okura bıraktım, elim varmadı tamamlamaya" dedi. İyi de etti galiba. Çünkü kitap klişelerden uzak, akıcı ve itiraf etmeliyim ki keyifliydi. Kitaba dair tek eleştirim imla düzenlemeleriyle ilgili olacak ki Erdal'a da aynısını söylediğim için içim çok rahat. Bağlaçlar, kurallar, ayrılması gerekip ayrılmamış olan işaretler, gözüme ister istemez batıyor ki mesleki deformasyon diye düşünüyorum artık. Kitabın baskısı Lora Yayıncılıktan, 250 sayfa ve Trendyol'da 179 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎