Zıkkımın köküyle sıvayacağım o direkleri. Neden bu kadar dönüyor direkten anlamıyorum bu toplar. Hele bir pozisyon var, maçı izleyenlerin gözünde canlandı, orada bir göz kararması yaşamış olabilirim. Maçın genelinde Galatasaray üstünlüğü vardı. Bir anlık dikkat eksikliğinden golü yedik, geri düştük. Ama o kadar çok uğraşıldı ki o topun kaleye girmesi için... Direkte patlayan kafa topları, frikikler, uzaktan şutlar dışında onlarca orta yapıldı ceza sahasına. Çok çabaladı takım çok. Sırf bu çabanın hatırına bile bu takım bu maçı almalıydı zaten. Neticede Wilfred'in golünden sonra dedim ki tamam, bu ateşe kar dayanmaz, dönecek bu maç. Barış Alper'in "direklerinize sokayım" dercesine vurduğu şut da ağlarla buluşunca zaten dakika olmuş 85+ buradan çıkmaz dedim kendi kendime. Neticede çıkmadı da çok şükür. Maçın adamı açık ara Lucas. Maçtan sonra da dediği gibi yüzde yüzünü verdi. Ayağını basmadığı bir yer yoktu, bence kusursuz oynadı. Lucas'ın ardından da Victor ve Dries gelir. Dries'i izlemekten o kadar keyif alıyorum ki! Eğer 10 numara falan alınmayacaksa ekonomik kullanıp sezona yaymak lazım. Kaybedersek telafisi olmayan tek topçu bence şu an Galatasaray'da. Maşallah diyerek bitireyim. Hedef 24, yürüyedurun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎