Bugün polisiyeyi yaratan rabbin için ne yaptın? Alerjiden zaten fenalaşmış olan zavallı gözlerim şişene kadar kitap okumak da biraz şov, farkındayım. Ama elimden de gelen bir şey yok. İçimdeki meraklı velet, kitabın dibini sıyırana kadar kopamıyor kitaptan. Daha önce John Verdon tarafından anlatılan David Gurney dedektiflik hikayelerinin yedisini de okumuş bir kitapsever olarak, kitapçıda fink atarken "ouuuuuvv yeni kitap" diye yapışmak suretiyle kendisini ağıma düşürmüştüm. Geçen gün ne okusam diye elimi okunmayı bekleyen kitaplar rafına atınca cazibesine daha fazla dayanamadım. Gurney, bu hikayesinde eşi Madeleine'in bir arkadaşı olan Emma'nın yönlendirmesiyle kendisini bir cinayet davasının hem de sonuçlanmış bir cinayet davasının neticesini eleştirirken buluyor. Tabii kafamızda birbiriyle eşleşmeyen onlarca yapboz parçası dönüp duruyordu. Kitabın gelişme ve sonucuna dair spoiler vermemek adına detaya girmiyorum. Gerilim dozu yüksek, merak unsuru ön planda tabii her zamanki gibi. Kalbim ağzımda okudum kitabı, yalan yok. Öte yandan bünyem adrenalin istediğinde hiç pişman etmeyecek kadar güvenmek Verdon serisi için yapabileceğim en net tanım. Gözünü kırpmadan okumak tabiri geçerli olduğundan hedefe, yani adrenaline, ulaştığımı söyleyebilirim. Polisiye seviyorsanız ve hiç Verdon okumadıysanız referansınız benim, ıskalamayın. Kitabın bendeki baskısı Koridor Yayınlarından, 440 sayfa ve indirimsiz fiyatı 190 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bakalım 😎