Günlerden Galatasaray vol.5

Bi siyah kapak getirene 3 puan!
Sakatlığıydı, kartıydı derken as takımından 4 oyuncu eksikken geçtiğimiz haftalarda gol rekorları kıran Kayseri deplasmanına gidince tedirgin olmamız gerekiyordu dimi normalde? Yok işte. Son yazıda da dedim ya kenarda Fatih Terim'i görünce sakinleşiyorum diye, hakikaten öyle yani. Her şeyde bi hayır var ya, eksiklikler de Semih'e yol açtı mesela. Ujfalusi'nin de dediği gibi harika bi iş çıkardı. Yolu açık olur inşallah. Ama fotoğraf altında da dediğim gibi gecenin olayı "kötü oynuyor yæ" diye eleştirdiğimiz Riera'nın alayımıza taktığı kapaktı. Gollerimiz Selçuk ve Elmander'den geldi. Elmander çok iyi gidiyor. İyi demeye korkuyorum maşallah diyorum. Yürüyedur Galatasaray'ım!  

Sevgiliye soracağın ilk soru;

Çok Matrix havasında olacak ama kırmızı mı mavi mi? Kırmızı cevabını veriyorsa tamamdır. Mavi diyorsa iki kere düşün bak, sıkıntı var..
"The first question you ask a girl is, are you a red or a blue? (Bir kıza sorman gereken ilk soru kırmızı mısın mavi misin?)" via United 

Beyler :(

Bu veledi seviyorum! Alın itiraf.com!

2-2 mi? 2-2 mi?

Dün akşam Beşiktaş-Fenerbahçe maçı vardı. Ben maçı izlemedim, ama izleyen arkadaşlardan çok güzel şeyler duydum. Bi kere şu atkı olayı müthiş düşünülmüş bişey. Beşiktaş'ın çArşı'sı hep böyle güzelliklere imza atar ki, uzaktan gıptayla baktığım bi grup olmuştur hep. Galatasaraylı olmasaydım, çArşı yüzünden Beşiktaşlı olurdum büyük ihtimalle. Van'a gönderilmek için maç sonunda atkısıyla gelen herkes atkısını sahaya atmış. Toplanmış, kolilenmiş ve gönderilecekmiş. Kutlarım, tüm kalbimle hem de... Bir de maçı işini bilen hakem yönetince güzel goller, keyifli bi mücadele olmuş. Ne diyeyim darısı Galatasaray'ımın maçlarının başına, amin. 
ps: Başlık için Fenerbahçeliler alınmasın lütfen. Komik değil mi yaa? Biz hala gülüyoruz çünkü :))

Günlerden Galatasaray vol.4

Allahını seven Hasan'ımı tutmasın!
Bazen kelimeler kifayetsiz kalıyor. Dün de öyle bi gece yaşadık. Birileri Galatasaray'a pislik atmaya uğraşadursun, Galatasaray'ın hırsı, hakkı, emeği körü körüne yenmeye devam ediyor. Sanki sonu belli bir filmin figüranlarını oynuyoruz. Bu kadar kasıtlı, bu kadar göstere göstere hata yapılmasının başka bi cevabını bulamıyorum ben zira. Ama işler ne kadar kötü giderse gitsin Fatih Terim'i, Felipe ve Engin'in gözlerindeki hırsı, Ujfalusi'nin takımı sahiplendiğini düşündükçe mutlu oluyor ve Galatasaray'ın sırtının yere gelmeyeceğini düşünüyorum. Allah yanıltmasın. Skor? Galatasaray 2-4 Gaziantepspor. Goller Elmander ve Selçuk.
ps: Nolur, nolur, nooluuur Hasan Şaş'ı Riera'nın yerine kadroya alalım, noluuuur! 

#van'a yardım için hep birlikte elele!

Yine çaresiz hissediyorum kendimi. Geçen günkü gibi, daha önceki ölümlere engel olamadığım gibi... Ama bu kez fikirlerim var. Elimden bir şey gelmese bile sesimi duyurabileceğim bir blogum var. Bulabildiğim birkaç telefon numarası ve bilgiyi blogda paylaşmak belki birilerine fikir olur, arayana yardım olur diye yazmak istedim. Van'a, Erciş'e ve depremden hasar gören yerlere gidecek yardımlara bir lokma da olsa katkım olacaksa daha ne isteyebilirim ki?

Real Madrid ve Valencia da acıyı paylaştı

#7!
İtiraf etmek gerekirse, Mesut Özil ile ilgili fikirlerim çok iyi değildi. Ön yargı mı dersiniz gereksiz antipati mi bilmiyorum ama sevemedim milli takımı reddetmesinin ardından onu. Kendine göre haklı sebepleri elbette vardır, tercih meselesidir kabul ediyorum, ama sevememek de elimde değil işte. Gel gelelim sevmemekle birlikte çok ciddi bi saygım var Mesut'a karşı. Bu saygı geçtiğimiz günlerde gelen haber ile daha da katlanmıştı. Gelen habere göre şehit haberlerine çok üzülen Mesut, Jose'ye maça siyah formayla çıkma fikrini götürmüş, Jose de seve seve kabul etmişti. Maç gününü bekleyeyim capsli atarım bloga diye düşünmenin ardından bugün yazıyı yazabilirim artık. Aslında çok farklı sitelere baktım Mesut'un siyah formalı fotoğrafını ekleyecektim ama maça sonradan girdiğinden olsa gerek fotoğrafını bulamadım. Teşekkürler Mesut. Sana duyduğum saygıyı bi kat daha büyüttün. Yolun çok açık zaten de, daha da açık olur inşallah :)

United 1-6 City


Dünkü maçın bu sonucunu City taraftarı bile beklemiyordu herhalde. Kaldı ki içimizdeki anti Unitedlıların bile beklediğini düşünmüyorum. Gel gelelim bazen umulmadık şeyler başımıza geliyor. Siz kabus mu demeye kalmadan da en canlı haliyle yukarıdaki gibi fotoğraflanıp tarihe geçiyor kendini unutturmamacasına...

Günlerden Galatasaray vol.3

Antalyaspor maçları kadar rezil geçen başka maçı yoktur Galatasaray'ın. İlla ki bi heyecan, bi mutluluk, belki de bi hüzün yaşatır Cimbom bize. Ama ne zaman ki o deplasmana gideriz, futboldan soğutan, kendilerinden nefret ettiren futbolculardan oluşan o takım sıfırlar hem bizi hem de futbolu. Antalyaspor bir, Sivasspor iki. Üstüne bir de hakem hataları olunca çekilmez oluyor ki, bu sezon ilk kez maç bitse de gitsek diye gözünün içine baktım saatin. Bu hafta da böyle geçmiş olsun bakalım. Galatasaray, golsüz beraberlikle kapattı haftayı. Çarşamba gelse de Gaziantep maçını izlesek.

Söylesem tesiri yok..

..sussam gönül razı değil diye bir söz vardır bilirsiniz. Bugün tam bu sözü yaşıyorum. Bişeyler söylemek, söylemekle kalmayıp haykırmak var içimde. Ama ne diyeceğimi ne desem etkili olacağını bilmiyorum. Sabahtan beri okuduklarım, duyduklarım, izlediklerim altından kalkılamayacak kadar ağır şeyler. Midem ağrıyor. İçim sıkılıyor. Isınmak için içtiğim bir fincan kahve bile içimde durmadı.

Javier Hernandez rekorları

"Javier Hernandez, yedek kaldığı 21 maçta attığı 9 gol ile kulüp tarihinin en çok gol atan yedeği olma özelliğini kazandı" :)

Beckham'ın Harper dövmesi

Becks her çocuğu için vücudunun muhtelif yerlerine dövme yaptırır. Son dövme ise sevimli kızı Harper için geldi. Vücutta dövme yapacak yer kalmayınca da elin üzerine kadar gitti. Love dövmesi de Harper için oldu. Oğlanlar kıskanır mı? Sanmam. Zira hemen hemen tüm vaktini onlara ayırıyor :)

Günlerden Galatasaray vol.2

Konsantrasyon SARISI!
6. hafta ve uzuuun sürenin ardından nihayet lideriz! Fikstürün en sıkıntılı dönemlerinden ilkini kayıpsız atlattık. Es-Es, A.gücü, Bursa.. Takımda ilk günden beri en çok dikkatimi çeken şey, hırs oldu. Fatih Terim'in, Melo'nun, Kazım'ın, Ujfalusi'nin ve diğerlerinin gözlerinden ateş çıkıyor resmen. Topu alan hasret kalmış gibi deli bi hırsla oynuyor. Bu hırsla Galatasaray'ın sırtı yere gelmez bence. Bilhassa Felipe. Nazara gelecek korkuyorum :/ Akşamın ilk golü Elmander'den geldi. Fakat golü Engin'e yazsak, Elmander bile çıkıp "ne oluyor kardeşim" demez bence. O kadar iyiydi Engin. Maç uzun süre 1-0 devam etti. Sonra Serdar'ın kornerden attığı gol ile durum 1-1'e gelse de, Kral sahneye çıkarak geceyi kurtaran adam oldu. Milan Baros, saçlarından kurtulmasının ardından üstündeki ölü toprağını da dün gece Arena'ya bıraktı. Galibiyet serisi devam ediyor. Kaldı 28 maç, yürüyedur Galatasaray'ım! 
ps: Arena'nın zemini çok rezildi dün akşam. Derhal düzenlenmesi gerekiyor. 

Hayalimdeki ev #3

Yatağım da tam böyle olsun. Cibinlikli ve böyle ışıklarla süslü bi yatak istiyodum hep. Bu kadar fener falan kullanmam yüksek ihtimal ama güzel olmuş ne yalan söyleyeyim :)

Liverpool 1-1 Manchester United

CHICHARITOOOO diye çıldırmaktır bazen futbol.
Dün izin günümdü. Birkaç gün öncesinden yaptığım planı bana bozduran ise hissettiğim boğaz ağrısı ve halsizlik.. Evden çıkamadım. Liverpool-Manchester United maçını da cuma günü hatırlamıştım. Program yaptığım için üzülmüştüm ama ertesi sabaha boğaz ağrısıyla uyanmak da istememiştim. Allahım sen bakma bana. Ben arada böyle saçmalarım :/

Hayallerimdeki ev #2

fuck yeah mobilya aşkı!
Olmaz ya, olur da bi teras falan düşürürsem böyle olsun isterim.

Hayallerimdeki ev

Bi tumblr blogum yok. Bu yüzden böyle fotoğrafları artık dekorasyon etiketi altında blogda toplayacağım. Twitter'da paylaş paylaş nereye kadar anacım?.. Şöyle blogumda, elimin altında dursun. Bakarsın nasip olur da mini mini güzel bi evim olur. Bunlardan bulmaya çalışırım :) Başlıyorum!

Harry Harry Kewell

Özlemişiz kendisini görmeyi. Yeni takımı Melbourne Victory ile çıktığı maçlardan birisinde yanına oğlu Taylor'ı da yanına alarak sahaya çıkmış. Bu fotoğrafta Harry'den ziyade Taylor dikkatimi çekti ne yalan söyleyeyim. Florya'da bacak kadarken top peşinde koşturduğu anlar geldi gözümün önüne. Maşallah boyuna gitmiş. Kewell'ı görmek ise, eski bi dostu görmek gibi gülümsetiyor insanı :)

Aylık yazılar #ekim

Ekim ayının güzel tarafları var. Gerçi geçen ay yazdığım şeylerin bi kısmını yaşayamadım ama olsun. Ekim iyidir. Ekim sonbahardır. Ekim yağmurdur. Yağmur huzurdur. Huzur ihtiyaçtır. Bu böyle sürer gider. En iyisi ben maddelemeye başlayayım. Ekim ayına hoşgeldiiiik :)

Pazartesi sendromu

Bana sorarsanız, olmayan bişey derim. Ne okul zamanında, ne evde boştayken, ne de şimdi çalışırken hiç pazartesi sendromum olmadı. Okul zamanında pazar gününden kurtulmak için (pazarları hala sevmem) bi kaçıştı pazartesi. Şimdilerde ise, haftalık iznim cumartesi günü, pazar da çalıştığım için sendromdan yine kaçıştayım yani..

Bu aralar ne dinliyorum #12

Bu aralar ne dinliyorum serisinde en son Mazhar Alanson "benim hala umudum var" demişti. Bugün yine bi nebze de olsa eski bi şarkıyı anacağız. Hande Yener'den geliyor. Savaş Sonrası..

Günlerden Galatasaray vol.1

bi fotoğraf çekinebilir miyiz?
Bugünden itibaren, her hafta Galatasaray maçlarının ardından, bir fotoğraf, birkaç cümle ile o haftanın kritiğini yapıp, Galatasaray'ın bu sezon neler yaşadığının küçük bir günlüğünü düzenleyeceğim. Geçtiğimiz haftaların maçlarını da bugüne yazalım da onlar da eksik kalmasın. Başlıyorum!